26 Ağustos 2014 Salı

Premier League 2.Hafta Değerlendirmesi


Aston Villa  0-0  Newcastle United

İlk haftayı galibiyetle kapatarak lige moralli başlayan Aston Villa sahasında ilk haftayı yenik kapatan Newcastle United'ı ağırladı.Özellikle Aston Villa'nın iç saha maçlarında ki savunmaya dayalı ve sert futbol anlayışını göz önüne aldığımızda maç öncesinde bile çok keyifli maç bekleyenlerin sayısı bir elin parmakları sayısını geçmiyordu.Nitekim öyle de oldu,deplasman ekibi Newcastle topu yarı sahada oynayan ve kaleye Cabella ile gitmeye çalışan taraf olarak dikkat çekti.Paul Lambert'ın öğrencileri ise bu maçtan puan çıkarıp yoluna devam etme hedefindeydi.İlk yarısı golsüz eşitlikle tamamlanan maçın ikinci yarısında da aynı görüntü devam etti.İlk yarıda ki kadar kart konusunda cimri davranmayan Mike Dean oyunun sertliğini düşürmek adına kartları dağıtmaya başlayınca sertlik azaldı.Duraklama dakikalarında Newcastle'dan Michael Williamson ikinci sarıdan kırmızı kart görerek oyundan atılarak maçın konuşulmaya değer tek anını elimize bıraktı.Kalan sürede başka gol çıkmayınca mücadele golsüz eşitlikle sonuçlandı.Aston Villa böylece Premier Lig tarihinde ki 92. golsüz beraberliği alarak ilginç bir rekora imza attı.Aston Villa gelecek hafta Hull City'i sahasında ağırlayacakken ; Newcastle ise sahasında Crystal Palace'ı ağırlayacak.




Chelsea  2-0  Leicester City

Jose Mourinho yönetiminde yeni sezona şampiyonluk parolasıyla girip Burnley maçında da oldukça iyi bir performansla galip gelen Chelsea ligin diğer yeni ekiplerinden Leicester'ı sahasında konuk etti.Leicester geçtiğimiz hafta sonu Everton ile sahasında karşılaşmış ve Chris Wood'un son dakikalara doğru attığı golle beraberliği kopartmıştı.Stamford Bridge de ki randevuda maça dinamik olarak başlayan taraf Leicester oldu,hatta öyle ki Chelsea taraftarı zaman zaman kendi takımlarını bile ıslıkladılar.İlk yarı golsüz eşitlikle sonuçlanırken ikinci yarı da gol perdesi açılacaktı.62.dakika da Oscar'ın attığı ara pasına hareketlenen Ivanovic harika bir çalımın ardından topu Diego Costa'ya çıkarttı.Kulübe bu sezon transfer olan İspanyol yıldız ise topu ağlara yollayarak ilk 2 maçında da gol atmayı başarmış oldu.77.dakika da sol kanattan topla birlikte içeriyi doğru kat eden Eden Hazard çok güzel bir vuruş yaparak takımı adına farkı ikiye çıkartarak galibiyeti perçinlemiş oldu.Bu maçın özel anlarından biri de Chelsea tarihinin en büyük efsanelerinden biri olan Didier Drogba'nın 2 yıl sonra evine geri dönüş yapmış olmasıydı.Chelsea gelecek hafta Goodison Park da Everton deplasmanına gidecekken ; Leicester sahasında Arsenal'i ağırlayacak.



Crystal Palace  1-3  West Ham United

İlk haftayı Londra temsilcileri karşısında mağlubiyetle kapatan iki takımın mücadelesinde karşı karşıya gelen Crystal Palace ve West Ham haftanın seyir zevki olarak doyuran maçlarından birine imza attılar.Teknik direktör sorununu hala halledemeyen Palace'ın rakibinden moral olarak bir adım geride olarak maça çıktığını belirtsek yalan söylemiş olmayız.Maça iyi başlayan taraf Big Sam'in öğrencileri oldu nitekim ve golü de 34.dakika da buldular.Arjantin'li Mauro Zarate güzel bir vuruşla takımını deplasmanda 1-0 öne geçirirken ikinci gol için çok beklemediler,Kouyate'nin asistinde Stewart Downing farkı ikiye çıkaran golü atmayı başardı.İlk yarı bu skorla tamamlanırken ikinci yarıya saldırarak başlayan Palace golü bulmayı başardı.Marouane Chamakh Jedinak'ın ortasında golü atmayı başararak takımını umudunu arttırmaya çalıştı.Crystal Palace özellikle bu dakikadan sonra oyunu temelli rakip alana yığarken beklenmedik bir şekilde 62.dakika da Carlton Cole topu ağlara yolladı ve 3-1 geriye düştüler.Maçta başka gol çıkmayınca West Ham 3 puanı alan takım oldu,teknik adamsız çıktığı 2 maçı kaybeden Crystal Palace ise ligin son sıralarına demir atmaya başladı.Crystal Palace gelecek hafta St.James Park da Newcastle'a konuk olacakken ; West Ham sahasında Southampton'u ağırlayacak.



Southampton  0-0  West Bromwich Albion

Geçtiğimiz hafta Anfield da yenilmesine rağmen tüm futbol severlerden oyun olarak tam not alan Azizler sahasında ilk haftayı Berahino'nun golleriyle beraberliği kurtaran West Brom'u ağırladı.Seyir zevki olarak haftanın en kısır maçlarından biri olan bu maçta Dusan Tadic ve yine Berahino dışında kimse sorumluluk alıp golle karşı karşıya kalmak istemedi.90 dakika sonucunda gol sesi çıkmayınca iki takım da birer puana razı oluyordu.Southampton menajeri Ronald Koeman durumu "Geçen hafta ki oyunla kıyasladığımızda bugünkü oyundan hayal kırıklığı duydum " sözleriyle çok net açıklıyordu.Southampton gelecek hafta West Ham deplasmanına gidecekken ; West Brom ise Swansea ile deplasmanda karşılaşacak.



Swansea City  1-0  Burnley

İlk haftayı Manchester United deplasmanında büyük bir sükse yapıp galibiyetle kapatan Swansea City sahasında geçtiğimiz hafta Chelsea'ye sahasında iyi bir oyun oynamasına rağmen boyun eğen Burnley'i ağırladı.Maça arzulu başlayan taraf olan Swansea City golü bulmakta gecikmedi,23.dakika da Sigurdsson'un pasına hareketlenen Nathan Dyer topla bir süre mesafe kat ettikten sonra güzel bir vuruş çıkardı,kaleci Tom Heaton'un müdahalesi yeterli olmayınca Swansea sahasında 1-0 öne geçti.Burnley golden sonra özellikle Ings ve Arfield ile pozisyonlara girmesine rağmen aradığı golü bulamadı ve ilk yarı 1-0 Swansea üstünlüğüyle tamamlandı.İkinci yarıda da Swansea skoru korumayı başarınca Galler ekibi Premier Lig'e 2'de 2 ile başladı ve 6 puanla ligin üst sıralarına yerleşti.Swansea gelecek hafta yine sahasında West Brom'u ağırlayacakken ; Burnley ise kendi seyircisi önünde Van Gaal'li Manchester United'ı konuk edecek.



Everton  2-2  Arsenal

Geçtiğimiz hafta Leicester deplasmanında galibiyeti son dakikalarda kaçıran Everton ile Crystal Palace karşısında galibiyeti son hafta kutlayan Arsenal Goodison Park da karşı karşıya geldi.Şampiyonlar Ligi elemelerinde temsilcimiz Beşiktaş ile de hafta içi İstanbul da kozlarını paylaşan ve 0-0 berabere kalan Arsenal maça pivot santrafor ile çıkmak yerine Alexis Sanchez ile çıktı.Savunma da özellikle Chambers ve Mertesacker'ın uyum sorunu gözlerden kaçmazken tüm bu sorunlar golü de beraberinde getirdi.19.dakika da Gareth Barry'nin ortasında topa iyi kafa vuran Seamus Coleman takımını 1-0 öne geçirdi,ilk yarı bitimine doğru topu orta sahadan fiziğini de kullanarak çok güzel alan Romelu Lukaku yay çizgisi önünde Naismith'e harika bir ara pası çıkardı.İlk haftayı da boş geçmeyen Naismith isabetli bir vuruşla topu ağlara yollayarak takımını 2-0 öne geçirdi.İkinci yarıya yaptığı hatadan dönüp Giroud ile başlayan Arsenal golü bulmakta çok zorlansa da son dakikalara doğru sihirli değnek onlara yardım etti.83.dakika da Cazorla'nın pasında defansın arkasından sızan Aaron Ramsey boş kaleye topu yuvarlayarak farkı 1'e indirdi.90.dakika da Nacho Monreal'in ortasında Distin uyuyunca Fransız forvet Giroud çok güzel bir kafa vuruşu çıkararak topu ağlara yolladı ve Arsenal beraberliği çok zor da olsa kurtardı.Everton haftaya yine bu statta Chelsea'yi konuk edecekken ; Arsenal ise Leicester City deplasmanına gidecek.



Tottenham Hotspur  4-0  Queens Park Rangers

Geçtiğimiz hafta West Ham deplasmanından son dakika golüyle galibiyetle ayrılan Tottenham sahasında geçtiğimiz haftayı Hull karşısında yenik kapatan QPR'ı ağırladı.Maça oldukça iyi başlayan Tottenham 12.dakika da Adebayor'un harika pasında kaleci ile karşı karşıya kalan Chadli'nin güzel vuruşuyla 1-0 öne geçti.Golden sonra durmayan Tottenham 30.dakika da Lamela'nın kullandığı köşe vuruşunda öne fırlayan Eric Dier'ın kafa vuruşuyla 2-0 öne geçti.Özellikle Bentaleb Tottenham adına en çok öne sıyrılan oyunculardan biri olurken Barton'un çabası yetersiz kalıyordu.Dakikalar 37'yi gösterirken Erik Lamela çalımlarla ceza sahasına girip arka direğe harika bir orta kesiyordu,Chadli ise muazzam bir kafa vuruşu çıkararak takımını 3-0 öne geçirirken bu golün önemi ise farklıydı.Tottenham takımı bu golü atmak için tam 48 pas yaparken sahada ki her oyuncunun ayağına top en az 1 kere değmişti.İlk yarı 3-0 ev sahibi üstünlüğüyle sonuçlanırken ikinci yarı bir süre oyunu aktif dinlenme de geçiren Tottenham baskıyı arttırdığı dakikalarda hemen gol bulmayı başardı.65.dakika da sol kanattan gelişen atakta Rose'un pasına çok güzel bir tek vuruş yapan Adebayor farkı 4'e çıkararak skoru tayin ediyordu.Pochettino yönetiminde lige fırtına gibi bir giriş yapan Tottenham ligin zirvesine de 2.hafta sonunda oturmayı başarıyordu.QPR ise ligin son sırasına yerleşiyordu.Tottenham önümüzde ki hafta sahasında Liverpool'u konuk edecekken ; QPR ise sahasında Sunderland'i ağırlayacak.



Hull City  1-1  Stoke City

Lige iyi bir giriş yaparak galibiyetle başlayan Hull ile ilk haftayı mağlubiyetle kapatan Stoke City KC Stadium da karşı karşıya geldiler.Hull daha maçın başına savunma oyuncularından James Chester'ı kaybetti,son adamı yere indiren Chester hakem Jonathan Moss tarafından direk kırmızı ile cezalandırıldı ve oyundan atıldı.Dakikalar 42'yi gösterdiğinden Nikica Jelavic Hull'u 1-0 öne geçirerek takımını soyunma odasına rahat götürdü.İkinci yarı uzun bir süre topla oynama isteği Stoke da bulunurken Hull hem 10 kişi kalmış olmanın verdiği korku hem de skorun verdiği rehavet ile oyunu geride kabul etti.83.dakika da Ryan Shawcross'un atmış olduğu golle Stoke maça dengeyi getirdi ama bu golün özelliği gol çizgisi teknolojisinin ilk defa bu golde kullanılmasıydı.Kalan dakikalarda mücadele de başka gol çıkmayınca 2 takım da birer puana razı oldu.Hull puanını 4'e yükseltirken Stoke ise 1 puana yükseldi.Hull City gelecek hafta Aston Villa deplasmanına gidecekken ; Stoke City Etihad da Manchester City ile karşılaşacak.



Sunderland  1-1  Manchester United

Geçtiğimiz hafta West Brom ile yenişemeyen Sunderland ile lige Swansea mağlubiyeti ile başlayan Manchester United kozlarını Stadium of Light da paylaştı.Şu sıralar kulüp tarihinin en pahalı transferini yapmaya hazırlanan Manchester United golü de bulmak için istekli olan taraftı.Golü bulmakta pek gecikmeyen Kırmızı Şeytanlar 16.dakika da Juan Mata'nın attığı golle 1-0 öne geçti.Golden sonra baskısını artıran Sunderland de golü bulmakta çok gecikmedi.29.dakika da eski Manchester City'li Jack Rodwell kafa vuruşu ile De Gea'yı yıkarken Sunderland bu sezon sahasında ki ilk golünü atmayı başardı.İlk yarı bu skorla tamamlanırken ikinci yarı Wickham ile denemelerde bulunan Sunderland bunlardan sonuç alamayınca 1 puana her iki takımda razı oldu ve Pazar gününün son maçı beraberlikle tamamlandı.Sunderland haftaya ligin yeni ekiplerinden Queens Park Rangers deplasmanına gidecekken ; Manchester United da yine ligin yeni ekiplerinden Burnley'e kouk olacak.


Manchester City  3-1  Liverpool

Haftanın şüphesiz en önemli maçında karşı karşıya gelen Manchester City ve Liverpool futbol olarak izleyicileri tatmin eden bir maç ortaya koydular.Geçtiğimiz haftayı galibiyetle kapatan iki takımın mücadelesinde maça istekli başlayan taraf Liverpool olurken Kırmızılar Sterling ve Sturridge girdiği gol pozisyonlarını harcadılar.40.dakika da Liverpool'un yeni transferi Alberto Moreno defansta ilginç bir harekete imza atına bunu affetmeyen Stefan Jovetic topu ağlara yollamayı başararak takımını 1-0 öne geçirdi.İkinci yarı da da durmayan Manchester City 54.dakika da Jovetic'in kendi yazıp kendi oynadığı pozisyondan golü bularak farkı ikiye çıkardı.68.dakika da oyuna gireli sadece 23 saniye olan Arjantin'li Sergio Aguero topu ağlara yollamayı başardı ve City Etihad da işi temelli şova döndürmeye başladı.Gole karşılık vermeye çalışan Liverpool 82.dakika da Lambert'ın savaşçılığından golü bularak farkı ikiye indirdi.Zabaleta'ya yazılan bu golden sonra maçta başka gol sesi çıkmayınca Manchester City haftayı 3 puanla kapatan taraf oldu.Manchester City haftaya sahasında Stoke'u ağırlayacakken ; Liverpool ise White Hart Lane'e gidecek.



Haftanın En'leri

En güzel gol : Eden Hazard v Leicester City
En iyi asist : Branislav Ivanovic v Leicester City
En iyi kaleci : Kasper Schmeichel
En iyi takım : Tottenham Hotspur

19 Ağustos 2014 Salı

Premier League 1.Hafta Değerlendirmesi



Manchester United  1-2  Swansea City

Geçtiğimiz sezonu büyük bir hayal kırıklığıyla kapatan Kırmızı Şeytanlar yeni teknik adamları Louis Van Gaal önderliğinde Old Trafford da ilk maçına çıktı.Rakip Galler ekibi Swansea City'di.Garry Monk'un öğrencileri 3.bölge savunmasını iyi yapan ve Mata'nın topla oynama süresini minimuma çeken bir takım olarak ilk dakikalarda benden tam not aldı.Topla daha fazla oynayan taraf ev sahibi olmasına karşın Swansea Ki Sung-Yong'un attığı güzel golle deplasmanda 1-0 öne geçmeyi başardı.Golden sonra rakip kalede baskısını biraz daha ağırlaştıran Manchester United hafta arasında kaptanlığa getirilen Wayne Rooney önderliğinde golü bularak sezona merhaba dedi.Garry Monk'un Ekvador'lu Jefferson Montero'yu oyuna alışı ve Phil Jones'un bu oyuncuyla yeteri kadar iyi mücadele edememesi Kırmızı Şeytanlara pahalıya mal oldu.72.dakika da Montero'nun başlattığı kıvılcımda topu önünde bulan Sigurdsson'un sert şutunu İspanyol kaleci De Gea çıkartamazken Manchester United bir kez daha geriye düşüyordu.Özellikle son dakikalarda baskısını iyice artıran Manchester United ihtiyacı olan golü bir türlü bulamayınca sezona mağlubiyetle başlıyordu.Böylece 1972'den beri Premier Lig'in açılış haftasında kaybetmeyen Manchester United'ın bu serisi de sona ermiş oldu.Manchester United önümüzde ki hafta deplasmanda Sunderland'e konuk olacakken,sezonu galibiyetle açan Swansea City ise ligin yeni ekiplerinden Burnley'i sahasında ağırlayacak.



Leicester City  2-2  Everton

Geçtiğimiz sezon Championship'i zirvede tamamlayarak lige yükselen Nigel Pearson'lu Leicester City geçtiğimiz sezon oynadığı futbolla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Roberto Martinez'li Everton ile kozlarını paylaştı.10 sene sonra tekrar Premier Lig'e yükselen Leicester City taraftarın desteğini de arkasına alarak maça iyi başlamasına rağmen 20.dakika da İrlanda'lı Aiden McGeady'nin zeka kokan golüyle 1-0 geriye düştü.Yediği golün şokunu çok çabuk atlatan ev sahibi ekip golden hemen 2 dakika sonra kornerde yaşanan karambol sonucu Ulloa'nın sert vuruşuyla maça dengeyi getirdi.Leandro Ulloa attığı bu golle birlikte Premier Lig tarihinde ki soyadı "U" harfiyle başlayıp gol atan 5.farklı futbolcu oluyordu.İlk yarının son dakikalarına girerken Steven Naismith jeneriklik bir gol atarak takımını 2-1 öne geçiriyordu ve Everton soyunma odasına moralli gidiyordu.2.yarı da oyunu geride kabullenen Everton bunun başına bela açacağını bilmiyordu,golü atan Ulloa 78.dakika da yerini Chris Wood'a bırakırken Wood 86.dakika da topu önünde bulup güzel bir plaseyle ağlara yollayarak takımını beraberliğe taşıyan isim oluyordu.Everton'un 2 puanı rahatlıkla bıraktığını söylesem yalan söylemiş olmam,Roberto Martinez 2.yarıyı geride geçirmeyi planlayınca son dakikalara doğru kalesinde golü gördü.İspanyol teknik adam maç sonu olanları "1.gol kornerde ki talihsizlikten dolayı geldi,2.gol ? Takım rehavete kendini kaptırdı bu saçmaydı." diyerek benim de aklımı okumayı başarıyordu.Leicester haftaya Stamford Bridge deplasmanına gidecekken,Everton sahasında Arsenal'i ağırlayacak.



Queens Park Rangers  0-1  Hull City

Geçtiğimiz sezonu Championship de 4.sırayı bitirip play-off finalinde Derby County'i yenerek lige katılmayı başaran QPR, "Kaplanlar" lakaplı Hull City'i evinde ağırlayarak sezonu açtı.Kadrosuna Rio Ferdinand'ı katarak transfer döneminde dikkatleri üzerine çekmeyi başaran ev sahibi maça da taraftarının desteğiyle hızlı ve istekli başladı.Topla oynama da belirgin farklar olmasa da kaleyi daha çok yoklayan taraf ligin yeni temsilcisiydi.İlk yarı 0-0'lık eşitlikle sonuçlanırken Loftus Road da 2.yarı sessizlik bozulacaktı.52.dakika da Stephen Quinn'in kullandığı köşe vuruşunda isabetli bir kafa vuruşu yapan James Chester Kaplanları 1-0 öne geçirirken Hull City formasıyla 6.golünü atmayı başarıyordu.Golden sonra rakip kalede daha fazla görülen QPR oyuncuları 84.dakika da sonunda meyvesini almayı başarıyordu,golü atan James Chester'ın elle oynaması hakem Craig Pawson penaltı noktasını işaret ediyordu.Topun gerisine geçen Charlie Austin takımı adına bu önemli fırsattan yararlanamayınca QPR yeni sezona kendi sahasında mağlubiyetle başlıyordu.Harry Redknapp ise takımdan memnun kaldığını söyleyerek önlerinde ki haftalarda daha da iyiye gideceklerine inandığını belirtiyordu.QPR gelecek hafta Tottenham deplasmanına gidecekken,Hull City ise yeni sezonun sahasında ki ilk maçında Stoke'u ağırlayacak.



Stoke City  0-1  Aston Villa

Geçtiğimiz sezonu rahat bir şekilde orta sıralarda bitiren Stoke City'nin bu sezon sahasında ki açılış maçı Paul Lambert'ın Aston Villa'sı ileydi.Deplasman temsilcisi Aston Villa'nın oyunu sahasında kabullendiği ve kontralarla gol arayan bir takım görüntüsü vermesiyle maç sıkıcı bir hal almaya başladı.Topla fazla oynamasına rağmen ataklara girmekte yeterince becerikli olamayan Stoke City ilk yarıdan gol çıkaramayınca taraflar soyunma odasına golsüz eşitlikle gidiyordu.2.yarının başında Avusturyalı oyuncu Andreas Weimann sağ ayağıyla çok güzel bir vuruş yaparken Begovic bu vuruşta başarılı olamayınca Britannia stadı derin bir sessizliğe gömülüyordu.Aston Villa 1-0 öne geçerken Mark Hughes'ın suratı iyice asılmıştı.Takımı zaten atakları yapmakta beceri sağlayamazken şimdi üstüne 1-0 geriye düşmüşlerdi.Crouch ve Charlie Adam hamleleri de golü getiremeyince Stoke lige mağlubiyetle başlıyordu.Paul Lambert ise ilk haftanın kazanan adamı oluyor Aston Villa 3 puanı cebine atıyordu.Stoke City gelecek hafta Hull deplasmanına gidecekken,Aston Villa sahasında Newcastle United'ı ağırlayacak.



West Bromwich Albion  2-2  Sunderland

Sezonu teknik direktör değişikliğiyle açarak yine taraftarlarının tepkisini çekmeyi başaran West Brom sahasında geçtiğimiz sezon peri masalı diyebileceğimiz bir mucizeyle ligde kalmayı başaran Sunderland'i ağırladı.Haftanın en keyifli maçlarından biri olan bu maçta deplasman temsilcisi Sunderland henüz 5.dakika da Lee Cattermole'nin harika golüyle 1-0 öne geçmeyi başardı.40.dakika da Valentin Roberge'un yaptığı faulle penaltı kazanan West Brom Saido Berahino'nun attığı golle skora dengeyi getirerek soyunma odasına gitmeyi başardı.Poyet'in oyuna defans oyuncuları alıp 1 puan alma niyetine girdiği anlarda Craig Gardner'ın pasına hareketlenen Berahino kendisinin ve takımının 2.golüne 73.dakika da imza atıyordu.85.dakika da Sebastian Larsson , Van Aanholt'un asistinde golünü atarak takımına deplasmandan 1 puan aldırmayı başarıyordu.Haftanın en tempolu ve en keyifli maçlarından birinde West Brom topla daha fazla oynayıp gol girişiminde daha çok bulunan takım olmasına rağmen galibiyeti kıl payı kaçırarak ufak çaplı bir hayal kırıklığı yaşıyordu.West Brom gelecek hafta Southampton deplasmanına gidecekken,Sunderland sahasında Manchester United'ı konuk edecek.



West Ham United  0-1  Tottenham Hotspur

Londra derbisinde kozlarını paylaşan 2 takımın mücadelesi de haftanın görülmeye değer maçlarından biriydi.Her ne kadar hakem Chris Foy'un ilginç ve skandal kararlarıyla akılda kalan bir maç olsa da futbol olarak izleyicileri doyurdu diyebiliriz.Sezona teknik direktör değişikliğiyle başlayan ve bu değişikliği de Pochettino gibi dehadan yana gerçekleştiren Tottenham,Upton Park deplasmanında soluğu aldı.28.dakika da Kyle Naughton'u ceza sahası için de elle oynaması sonrası verilen penaltı da Foy oyuncuyu kırmızı kartla oyundan attı.Topun gerisine geçen Mark Noble penaltı atışını çok kötü kullanarak takımının sezonda ki ilk golünü atma fırsatını kaçırdı ve eşitlik bozulmadı.İlk yarı eşitlikle sonuçlanırken 63.dakika da West Ham'dan James Collins 2.sarıdan oyundan atılınca her iki takım da 10 kişi kaldı.Son dakikalarda beraberliği kabullenmek istemeyen West Ham rakip kalede baskısını artırınca duraklamaların 3.dakikasında kalesinde golü gördü.Tottenham kulübüne bu yaz katılan Eric Dier bir defans oyuncusundan çok da beklenmedik klas bir gol atarak takımını galibiyete taşıyordu.Dier Tottenham oyuncusu sıfatıyla verdiği ilk basın toplantısında kendisinin tanındık Premier Lig savunmacılarından değil teknik,oyunu kuran ve oyunu bilen oyuncu olduğunu söylemişti.Son derece sağlam da bir alt yapı eğitimi alan Dier sözünü ilk haftadan ispatladı ve takımını galibiyete taşımış oldu.West Ham gelecek hafta Crystal Palace deplasmanına gidecekken,Tottenham evinde diğer bir Londra temsilcisi Queens Park Rangers'ı ağırlayacak.




Arsenal  2-1  Crystal Palace

Hafta içi temsilcimiz Beşiktaş ile Şampiyonlar Ligi'nde kozunu paylaşacak olan Arsenal lige evinde Crystal Palace'ı ağırlayarak başladı.Palace da işlerin ters gittiği kesindi,ligin başlamasına sadece 1 gün kala Tony Pulis ile yollarını ayıran Palace yönetimi bu anlaşmanın karşılıklı olarak alındığını duyurarak kafalarda ki soru işaretlerini bir nebze olsun siliyordu.Geçtiğimiz hafta Community Shield'ı kazaran sezona 2 kat daha moralli giren Arsenal maça iyi başlayan taraf olmasına rağmen Palace tabir-i caizse kalenin önüne otobüsü çektiği için Arsenal o hattı geçemiyordu.34.dakika da Puncheon'un kullandığı köşe vuruşunda son derece kötü bir adam markajına imza atan Arsenal savunması Hangeland'dan golü yiyerek 1-0 geriye düşüyordu.İlk yarının duraklama dakikalarında serbest vuruş kazanan Arsenal Şili'li yıldızı Alexis Sanchez'in kestiği güzel ortada Koscielny'nin kafasıyla skora dengeyi getiriyordu.Crystal Palace 2.yarıda da katı savunma anlayışına devam ederken Topçular da yavaştan korku başlamıştı,oyun olarak da rakibi karşı sahaya yıkamayan Arsenal alarm veriyordu.Crystal Palace da Jason Puncheon 89.dakika da 2.sarı kartı görüp oyundan atılınca Arsenal bir nebze de olsun rahatlıyordu.Son dakika da kazanılan duran top da seken topu önünde bulan Aaron Ramsey boş kaleye topu rahat bir şekilde yollayarak takımını galibiyete taşıyan isim oluyordu.Arsenal gelecek hafta Everton'un konuğu olacakken,Crystal Palace sahasında West Ham'ı konuk edecek.



Liverpool  2-1  Southampton

Geçtiğimiz sezon uzun süre zirvesinde götürdüğü ligi son 3 hafta kala avantajını yitirip kaybeden Liverpool ile transfer döneminin flaş takımı Southampton Anfield da karşı karşıya geldi.Takımın süper starı Luis Suarez'i rekor bir ücretle Barcelona'ya satan Liverpool da transfer dönemini bir hayli yoğun geçirmişti.Southampton ise tüm bu transferlerin yanında bir de teknik direktör değişikliğine giderek Hollanda'lı teknik adam Ronald Koeman'ı koltuğa getiriyordu.Liverpool ataklara geçtiğimiz sezon ki gibi hızlı çıkamazken Southampton Tadic tarafından golü bulmaya çalışıyordu.23.dakika da Jordan Henderson'un yoktan var ederek attığı muazzam pasta Raheem Sterling kaleciyle karşı karşıya son derece soğukkanlı bir vuruş yaparak takımını 1-0 öne geçiriyordu.İlk yarıyı 1-0 üstünlükle kapatan Liverpool 2.yarıya da kontrollü başlıyordu,ancak karşımızda çok farklı bir Southampton vardı.56.dakika da Clyne'ın sağ kanattan başlattığı kıvılcımda Tadic koşu yapan arkadaşına enfes bir topuk pası çıkarıyordu.Topu önüne bulan Clyne ise harika bir bitiricilikle topu ağlara yollayıp skora dengeyi getiriyordu.İlerleyen dakikalarda özellikle Long,Schneiderlin,Ward-Prowse gibi isimleriyle müsait pozisyonları bir bir harcayan Southampton Liverpool'u kendi sahasında hapis etmişti.Liverpool da Lambert'ın oyuna girişi takımı hücum anlamında biraz rahatlatıyordu ve 79.dakika da Sterling'in pasında güzel bir tek dokunuşa imza atan Daniel Sturridge takımını öne geçiriyordu.Liverpool rakibine oranla oyun olarak geride kaldığı bir maçta Mignolet'in harikalar yaratmasıyla 3 puanı alırken Azizler "atamayana atarlar" kuralının kurbanı olan son takım oluyordu.Liverpool önümüzde ki hafta Manchester City deplasmanında dev bir maça çıkacakken,Southampton sahasında West Brom'u konuk edecek.




Newcastle United  0-2  Manchester City

Geçtiğimiz sezonu şampiyon olarak ligin zirvesinde bitiren Manchester City sezonun ilk maçında Kuzey yolculuğuna çıkıyordu.Yaz transfer döneminde Remy Cabella'yı renklerine bağlayarak dikkatleri çekmeyi başaran Newcastle'ın stadı St.James Park da maç öncesi Malezya Hava Yolları'na ait uçak kazasında hayatını kaybeden iki Newcastle taraftarı için anma töreni vardı.Bu yazı vasıtasıyla biz de bir kez daha onları anmış olalım böylece.Maça dönecek olursak maça hızlı başlayan taraf Newcastle oluyordu,Cabella önderliğinde oyunu ileriye yıkan ev sahibi Kompany'yi son hamlelerde bir türlü geçemeyince golü buluyordu.Bir süreden sonra oyunu kontrolü altına alıp ileriye yıkmayı başaran Pellegrini'nin öğrencileri 37.dakika da sol kanattan gelişen atak da Dzeko'nun harika topuk pasına hareketlenen David Silva'nın golüyle 1-0 öne geçiyordu.Son şampiyon ilk yarıyı 1-0 önde kapatarak soyunma odasına gidiyordu.2.yarı da Newcastle özellikle Obertan oyuna girince oyunu rakip kaleye yıkıyordu.Sissoko,Cabella,Riviere ile net fırsatları harcayan Newcastle herkesin beğenisini topluyordu oynadığı oyunla.Pellegrini kötü gidişatı değiştirmek için oyuncu değişikliklerini yapınca üstüne bir de gol buluyordu.Arjantin'li Sergio Aguero'nun tek başına taşıdığı atak da Krul ilk fırsatta ona geçit vermemesine rağmen ikincisinde yapacak bir şeyi olmayınca Manchester City 2-0 öne geçiyordu.Maçı da galibiyetle tamamlayan Manchester City kafalarda bir takım soru işaretleri bıraksa da iyi görüntü vermeyi başarıyordu.Alan Pardew maç sonunda çok sinirli olduğunu belirterek bir daha böyle gollerin kaçmasını istemiyorum diyordu.Newcastle önümüzde ki hafta Aston Villa'ya konuk olacakken,Manchester City sahasında Liverpool'u ağırlayacak.





Burnley 1-3 Chelsea

Ligin yeni temsilcilerinden Burnley sahasında yaz transfer dönemini yine çok aktif geçiren takımlardan Chelsea'yi ağırlıyordu.Turf Moor da Burnley taraftarı her zaman ki gibi harika bir destek verirken bu destek takıma da yansıyordu ve Burnley 14.dakika da Arfield'ın attığı harika golle 1-0 öne geçmeyi başarıyordu.Golün şokunu üstünden çabuk atlatmayı başaran Chelsea 17.dakika da yeni transferi Diego Costa'nın attığı golle skora dengeyi getirmeyi başarıyordu.Burnley orta sahasının Chelsea orta sahasına çok yetersiz kalması arada ki skor farkının açılacağına da bir işaretti.21.dakika da çok güzel bir atak geliştiren Chelsea takımı yine yeni transfer Cesc Fabregas'ın klas pasına hareketlenen Alman Andre Schurrle'nin golüyle 2-1 öne geçiyordu.Golden sonra da baskısını azaltmayan aksine 3.gol için de kaleye daha çok giden Chelsea 34.dakika da Fabregas'ın kullandığı köşe vuruşunda Ivanovic'in güzel dokunuşu ile 3-1 öne geçiyordu.Burnley teknik direktörü Sean Dyche için rüya gibi başlayan gece kabusa dönüşmüştü.2.yarı da oyunu rölantiye alan Chelsea ligi rahat bir galibiyetle açmayı başararak ilk haftayı lider olarak kapatıyordu.Burnley önümüzde ki hafta sonu Swansea deplasmanına gidecekken,Chelsea sahasında ligin yeni ekiplerinden Leicester City'i konuk edecek.



Haftanın En'leri

En güzel gol : Andre Schurrle v Burnley
En iyi asist : Cesc Fabregas v Burnley ( 1.asist ) 
En iyi kaleci : Simon Mignolet
En iyi takım : Chelsea


8 Ağustos 2014 Cuma

Üst üste 3.Zafer Peşinde | PSG Taktiksel Analiz



2011 yılında Katar'lı milyoner Nassar Al-Khelaifi'nin kulübü satın almasıyla düşüşü olmayan keskin bir yükselişe geçen ve bu yükselişine hala devam eden PSG hali hazırda Fransa'nın en güçlü kulübü.Mali güç olarak da sınırsız bir kaynağı bulunan Paris ekibine geçtiğimiz Nisan ayı Finansal Fair Play kapsamında transfer kısıtlaması getirilse de onlar bir şekilde transferlerini yapmaya kararlılardı.Carlo Ancelotti sonrası kulübün başına getirilen Montpellier efsanesi Laurent Blanc ilk senesinde 3 kupayı birden kazanarak taraftarların gönlünü çalmayı başardı.Blanc'dan bazı kesimler memnun olmasa da genel kanı camianın onu sevdiği yönünde ve Fransız teknik adam bu sezon da başarıları tekrarlamaya emin adımlarla yola koyuldu.Son 2 sezonun şampiyonu apoletiyle bu sene yeniden ligde mücadele edecek olan PSG bu unvanını kimseye kaptırmak istemiyor.

Bu yaz neler oldu ? 

Öncelikle PSG'nin bu yaz transfer kısıtlaması aldığını ve bunu aştığı halde UEFA organizasyonlarından men edileceğini hatırlatmakta fayda var.Ancak Laurent Blanc'ın isteğiyle Chelsea'nin yetenekli savunma oyuncusu David Luiz'i €50m gibi astronomik bir rakama transfer ederek oyuncunun "tarihin en pahalı savunma oyuncusu" olma unvanını da yakalamasını sağladı.Brezilyalı oyuncuya bu kadar para verilip verilmeyeceği tartışıla dursun PSG şimdiden bu transferle UEFA'nın dikkatini çekmişti.Ancak elbet harcayabilmek için belirli limitleri mevcuttu,ancak bundan sonra daha yüksek bedelli oyuncu almak isterlerse kadrolarından bir oyuncuyu yüksek fiyata satmaları gerekiyordu.Toulouse'un sezon boyu parlayan sağ beki Serge Aurier'i kiralama yöntemiyle kadrosuna katan PSG yönetimi Jallet,Alex ve Jeremy Menez gibi oyuncularını da elden çıkarıyordu.Ayrı bir parantez de Juventus'a sattıkları Kingsley Coman'a açmak istiyorum.Hali hazırda takımda ki en iyi genç yetenek olan Coman'ı herhangi bir para da almadan Juventus'a bırakmaları kısa vade de olmasa da uzun vade de çok canlarını yakacaktır.

Hazırlık Maçları ve Sezon Öncesi

Sezonu diğer rakiplerine oranla biraz erken açmayı tercih eden PSG ilk hazırlık maçına 8 Temmuz tarihinde çıktı.Avusturya temsilcisi TSV Hartberg ile yapılan maçı PSG 3-0 kazanarak yeni sezona hazır olduğunu ilk etaptan gösterdi.Ancak bu maçta takımın genç oyunculardan oluştuğunu belirtmekte fayda var.4 gün sonra Macaristan temsilcisi Videoton karşısına çıkan PSG sürekli olarak geriye düştüğü maçı 90 dakika sonunda 4-3 almayı başardı.Alman ekibi Leipzig karşısında 18 Temmuz da boy gösteren Paris ekibi 4-2 ile rakibine yenilerek ilk yenilgisini aldı.23 Temmuz da Nice'i 2-1 , 29 Temmuz da Kitchee'i 6-2 yenen PSG geçtiğimiz günlerde Fransa Süper Kupası kapsamında Guingamp'ın karşısına çıktı.İsveçli yıldızı Zlatan Ibrahimovic'in attığı gollerle maçı 2-0 kazanan Blanc'ın talebeleri sezonun ilk kupasını kazandı.

Taktiksel Analiz


Laurent Blanc geçtiğimiz sezon takımı sıklıkla 4-3-3 sisteminde oynatmıştı.Belki de bu sisteminin tek sekmeye uğradığı maç Stamford Bridge de ki Chelsea maçıydı.Bunun temel sebebi ise Blanc'ın takımını aşırı geriye çekmesi ve Ibrahimovic'in sakatlığıydı.Bölgeleri incelemeye geçmek gerekirse kale bölgesinde İtalyan kaleci Sirigu'nun yeri hemen hemen kesin gözüküyor.Emektar kaleci Nicolas Douchez ve genç kaleci Mike Maignan PSG kalesini koruyacak güveni vermiyor.Areola'nın sezon başı kiralanması her ne kadar ilginç olsa da PSG'nin bu kaleciyi önümüzde ki yıllarda Sirigu'nun yerine as kaleci olarak oynatacağını düşünüyorum.Sağ bek rotasyonunda geçtiğimiz sezon Fransa'nın en iyisi Serge Aurier'i kiraladı ve böyle bir nimetten Blanc'ın faydalanmaması imkansız.Onun yedeği olarak Hollanda'lı Van der Wiel yer alıyor ve görev verildiğinde Aurier kadar performans sergileyecek özelliklere sahip.Jallet geçtiğimiz sezon bu bölgede oynayan isimdi ancak Lyon'a satılması ile PSG bu bölgede Aurier'e kontenjan açtı.Stoper tandemini Brezilyalı isimlerden kuracak olan Blanc'ın bu bölgede alternatifi olarak Marquinhos ve Camara bulunuyor.Her bölgede bol alternatiflere sahip olan Blanc ise sol bekte genç Digne ve tecrübeli Maxwell arasında seçim yapmak zorunda.Maxwell'in en basit Dünya Kupası'nda eski formunda olmadığını rahatlıkla görebildik.Digne'nin de gençler kategorilerinde yaptığı çıkışı göz önüne alırsak artık onun oynama zamanının geldiğini düşünmekteyim.Orta saha da ise eli çok kuvvetli Blanc'ın.Öyle ki Newcastle da geçtiğimiz sezonun başında harika oynayan Yohan Cabaye bu takımda yedek kalabiliyor.İtalyan Marco Verratti ve genç Adrien Rabiot da cabası bu işin.Clément Chantomé bu orta saha rotasyonunun en zayıf ismi ve PSG'nin bu ismi sezon içinde çok sık kullanacağını da düşünmüyorum.Motta-Matuidi tandemi yerine bazı maçlarda Fransa Milli Takımı'nda da sürekli birlikte oynayan Cabaye-Matuidi tandemi de denenebilir.Oyun kurucu rolünde ise Javier Pastore'yi görüyoruz.Lucas Moura da bu bölgede önemli bir alternatif olabilir ama Brezilyalı oyuncunun defansa yaptığı katkıyı düşünürsek bu bölgede oynaması yerine kanatta oynaması daha güzel olacaktır.Verratti ve Rabiot'un da Pastore'nin yerine oynama ihtimali bulunuyor,Pastore'nin şu anda başka takımlarla görüşme halinde olduğunu da hatırlatmakta fayda var.Santrafor bölgesinde ise dünyanın en iyisi Zlatan Ibrahimovic'i kadrosunda bulunduran PSG'nin bu bölgede Cavani gibi de bir alternatifi bulunmasına rağmen Blanc onu kanatta oynatarak bu sorunu kısmen çözüyor.Ibrahimovic'in diğer alternatifleri ise Bahebeck ve Ongenda olarak görüyoruz.Elbette bu isimlerin 11 çıktığında bir Ibrahimovic etkisi yaratması çok zor ama en az onun kadar iyi oynayacaklarını da belirtmek isterim.Kanatlarda ise saydığım isimler dışında Lavezzi gibi bir avantajı olan PSG oyuncunun satışına onay verdiği takdirde Real Madrid de ki Angel Di Maria için teklif yapacak.Ancak geçtiğimiz günlerde Al-Khelaifi Di Maria'dan yüksek ücreti sebebiyle vazgeçtiklerini söylemişti,dipnot olarak düşelim.

Sonuç

PSG sezonu bu akşam Reims deplasmanında açıyor,son 2 sezonda şampiyon olarak Ligue 1'in zirvesine oturan Paris ekibi bu sezon transferde de mantıklı hamleler yaparak hedefinin sadece lig şampiyonluğu değil Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olduğunu da gösterdi.Guingamp maçında da yeterince ümit veren Blanc'ın talebeleri yeni sezona fazlasıyla hazır.Açıkçası ligi rahatça kazanacaklarını düşünmekteyim.Şampiyonlar Ligi'nde ise son şampiyon Real Madrid ve Alman temsilcisi Borussia Dortmund ile birlikte en büyük favorim olduğunu belirtmek isterim.Açıkçası geçen sene ki gibi bir sakatlık faciası yaşamazlarsa ideallerini bu sezon fazlasıyla başaracaklarını düşünüyorum.


6 Ağustos 2014 Çarşamba

Marcelo Bielsa ile Zafere | Olympique Marseille Taktiksel Analiz


Fransa'nın en köklü kulüplerinden olan Olympique Marseille takımı 4 sezondur lig şampiyonluğuna hasret.Hatta öyle ki son 23 yılda kulüp sadece Fransa'nın en büyük kupasını kaldırmayı başardı.Taraftarları için de haliyle bu durum iyice çıkmaz yola sürülmeye başlandı.Marseille bu hedefler doğrultusunda 2 Mayıs 2014 de kulübün koltuğunda önümüzde ki sezon Şili'li futbol dehası Marcelo Bielsa'nın oturacağını açıkladı.Bielsa'nın en son ki macerası Athletic Bilbao ile 2011-2013 yılları arasında olmuştu.1 senelik dinlenme bu dehaya yetecekti kesinlikle.Bielsa kariyerinde Mourinho veya Guardiola gibi tüm kupaları bulundurmayan bir hoca olmasa bile yaptığı taktik değişiklikler ve çılgınlıklarla Marseille kulübü taraftarlarına Mayıs ayından umut saçmayı başarmıştı.Ama kulübün kesinlikle transferlere ihtiyacının olduğu açıktı.Kulüp ligi 6.bitirerek korkunç bir sezon geçirmişti.



Bu yaz neler oldu ? 

Yukarıda da yazmış olduğum gibi bu yaz Marseille de en büyük değişiklik Şili'li teknik adam Marcelo Bielsa'nın takımın başına geçmesi oldu.Bielsa ise gelir gelmez kulüpte ki bazı transfer hamlelerini düzenleyerek olumlu işlere imza attı.Marc Wilmots'un Dünya Kupası kadrosuna almayarak bir skandala imza attığı Michy Batshuayi €6m gibi bir fiyate Fransız ekibinin yolunu tuttu.Rennes formasında yıllardır futbol severlerin beğenisini kazanan Romain Alessandrini €5m'ye Marseille'nin yolunu tuttu.Geçtiğimiz sezon Ada da kiralık olarak West Brom forması giyen Morgan Amalfitano da kulübüne geri döndü.Jordan Ayew ise €4m gibi rakama Lorient takımına satıldı.Jordan Ayew'in bir türlü diğer kardeşi Andre Ayew gibi beklenen patlamayı yapamadığı düşünüldüğünde mantıklı bir transfer hamlesi olarak duruyor.Florian Raspentino'yu Caen'a satan Marseille Larry Azouni ve Saber Khalifa'yı ise serbest bıraktı.Son olarak geçtiğimiz günlerde Fransız yıldızı Mathieu Valbuena'yı €7m'ye Rus temsilcisi Dynamo Moscow'a satarak transferi kapatmış gözüken Marseille yeni bir hamle yapacak mı önümüzde ki günleri beklemek gerek.

Hazırlık Maçları ve Sezon Öncesi

Marseille hazırlık maçlarında aldığı olumlu sonuçlardan çok Bielsa'nın denediği sistemlerle gündem de kaldı.Başarılı teknik adam maçlarda 3-3-3-1 taktiğini sıkça denerken nadiren de olsa 3-3-1-3 sistemini denerken de görüldü.İlk hazırlık maçında Almanya ekibi Bayer Leverkusen karşısına 19 Temmuz da çıkan Marseille rakibini 4-1 ile sürklase ederek maçı kazanmayı bildi.23 Temmuz da Portekiz temsilcisi Benfica karşısında çıktı ve mücadeleyi 2-1 kazanmayı başardı.Bundan 4 gün sonra Willem II karşısında boy gösteren Marseille yeni transfer Batshuayi'nin de 2 gol atarak yıldızlaştığı maçta rakibini 5-0 ile hezimete uğrattı.30 Temmuz akşamı Bari ile mücadele eden Marseille 1-1 berabere kalarak ilk takılmasını bu maçta yaşadı.Başka bir İtalyan temsilcisi Chievo'yu geçtiğimiz Cumartesi 3-1 yenmeyi başaran Marseille yeni sezon öncesi lige hazır olduğunu gösterdi.

Taktiksel Analiz 

Marseille geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi ve lig de sık sık 4-2-3-1 sisteminde oynamıştı ama Bielsa'nın gelişiyle bu sistemin devam etmeyeceğini herkes tahmin edebiliyordu.Bielsa yukarıda da belirtmiş olduğum gibi hazırlık maçlarında en çok 3-3-3-1 sistemini denendi.Taktik dehanın bu çılgın sistemini aşağıda küçük bir şemayla anlatalım ;
(3-3-3-1)



Bielsa'nın hazırlık maçlarında 3-3-3-1 sistemini sıkça denediğini belirtmiştim ve elde ki oyuncularla en iyi oynatabileceği şekil bu Şili'li teknik adamın.Kalede Brice Samba ile rekabette olacak Steve Mandanda geçtiğimiz sezon tüm maçlarda oynamıştı ve bu sene de yerini kaptırmayacağını düşünmekteyim.Ancak Mandanda'nın bir sakatlığı bulunmakta ve ne zaman döneceği ise henüz bilinmiyor.Dolayısıyla ilk haftalarda kalede Samba'yı görebiliriz.3'lü defans sisteminde Mendes ve N'Koulou as bir stoper oyuncusuyken Fanni sağ bekten devşirme bir stoper oyuncusu.Son dönemde bu tarz örnekler sıklıkla karşımıza çıksa da ( Ramos gibi. ) Fanni'nin Ramos kalitesinde olmadığını belirtmekte de fayda var.Dolayısıyla Bielsa'dan buraya bir transfer hamlesi bekliyorum ya da Fanni'yi kesip Aloé'yi oynatmasını bekliyorum.Önlerinde ki orta saha üçlüsünde ise Imbula ve Cheyrou'nun yeri garanti.Özellikle Cheyrou hazırlık maçlarında hep oyunun 1 numaralı kilit oyuncusu olarak dikkat çekmeyi başardı ve 1 de gol attı.Romao da geçtiğimiz sezon sıkça oynayan isimlerden biriydi ama genç Bangoura ile gireceği forma rekabetini kazanması şart.Şu an ben Romao'yu bir adım önde görüyorum ve dolayısıyla onu ilk 11'e yazdım.Forvetin arkasında ki üçlüde ise Thauvin-Ayew ve Alessandrini üçlüsünü görüyoruz.Ayew'in mevkisi saf bir 10 numara değil bunu hatırlatmakta fayda var ama geçtiğimiz sezon da bu mevkide kullanılmıştı.Burada ki forma rekabetine değinecek olursak Mario Lemina veya Foued Kadir'in Ayew'i kesebileceğini düşünüyorum.Lemina aslında geride de oynayabilen tam nimet diyebileceğim bir oyuncu.Bielsa Romao'nun yokluğunda onu da oynatabilir bu mevki de ki oynayacaklar yeteneğe fazlasıyla sahip.10 numara konusunda Bielsa'nın bir çılgınlık yapmayıp 16 yaşında ki Maxime Lopez'i oynatmayacağını düşünüyorum.Sol kanatta ise Alessandrini'yi Gabonlu N'Doumbou ile bir forma rekabeti bekliyor.Takıma adaptasyon sürecini aşamazsa dahi Ayew'in bu bölgede 1 numaralı adam olduğunu ve her zaman en iyi performansını bu mevkide sergilediğini de belirtelim.Thauvin'in bulunduğu sağ kanatta ise West Brom'dan dönen Amalfitano şansını zorlayacaktır.Kaldı ki Dimitri Payet de var ve geçtiğimiz günlerde hocasına kendini kanıtlamak istediğini söylemişti.Payet her iki bölgede de forma giyebiliyor ayrıca süper yedek olarak tanımlayacağımız oyunculardan biri.Bu bölge de forma giyen Songou ise düşük ihtimali olan isimlerden biri forma almak için.Forvette Batshuayi transferinden dolayı onun yeri garanti gibi duruyor.Gignac ise yedekten skor değiştirme adına kullanılacaktır.Billel Omrani ise forma adına savaşta olan isimlerden biri olacak ama hem takımın iyiliği hem de biz futbolseverlerin zevki için Batshuayi'nin 11 de olması daha iyi olacaktır.


Sonuç

Marseille sezonu bu Cumartesi Bastia deplasmanında açıyor.Geçtiğimiz sezon kulübün yaşadığı rezaletten sonra bu uğursuzluğu kırmak için takımın başına getirilen Marcelo Bielsa ilk sınavına yaklaşık 3 gün sonra çıkacak.Marseille'nin PSG'nin olduğu ligde şampiyonluk şansı haliyle çok düşük ama Monaco'nun da güç kaybettiği şu sezonda Şampiyonlar Ligi biletini alacaklarını düşünüyorum.Bielsa'nın elemeli kupalarda ki başarısını da göz önüne alırsak Marseille Fransa Lig Kupası'nı veya da Fransa Kupası'nı müzesine götürebilir.Bu sene Marseille hakkında iyimser düşüncelere sahip olduğum yazının başından beri görülüyor,ligi 2.sırada bitireceklerini ve Şampiyonlar Ligi'ne gideceklerini düşünüyorum.


Son bir şey olarak aşağıda ki satırları yazmak istiyorum .

Mathieu Valbuena... O bir Marseille efsanesi.1.67'lik boyuyla sahada atom karınca misali dolaşan ve yıllardan beri fazla underrated kalmış büyük işlere imza atan Valbuena'nın 8 yıllık Marseille macerası geçtiğimiz hafta sona erdi.Basın toplantısında taraftarlara,takım arkadaşlarına ve yönetime teşekkür eden Valbuena ise 227 maça çıktığı bu kulübünde veda konuşması  yaparken gözyaşlarına hakim olamadı.



Futbol güzel ve içinde bir sürü duyguyu barındıran bir oyundur.Futbol bir aşktır,yukarıda da görüldüğü üzere...

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Yeni sezon yeni umutlar | AS Monaco Taktiksel Analiz

Yeni sezon yeni umutlar | AS Monaco Taktiksel Analiz


Fransa Ligi'nde bir dönem kök söktüren ve bu başarısını Avrupa'ya da yansıtan Monaco 2.lige düştükten sonra çürüyüp giden takımlar arasına katılmıştı.Ancak 2011 Aralık ayında kulübün çehresi çok büyük ölçüde değişti,Rusyalı milyoner Dmitry Rybolovlev kulübün büyük bir çoğunluğunu satın alınca Monaco yeniden yükselişe geçti.2012-2013 sezonunda Claudio Ranieri önderliğinde Ligue 1'e yükselen Monaco 2013 yazının en çok konuşulan takımı oldu.Kolombiyalı Radamel Falcao ve James Rodriguez'e astronomik ücretler ödeyerek kadrosuna katan Monaco Moutinho,Carvalho,Martial ve Abidal gibi isimleri de alarak çıta yükseltiyordu.Ancak Monaco sezona istediği gibi bir başlangıç yapmasına rağmen taraftarların bir türlü maçlara gerekli ilgiyi göstermemesi ve Falcao'nun diz sakatlığı ipleri koparıyordu.Monaco sezonu şampiyon PSG'nin ardından 2.sırada tamamlayarak uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını elde ediyorlardı.Ancak bu yeterli miydi Rus milyoner için bunun cevabını 2014 yazı verecekti.


Bu yaz neler oldu ? 

Monaco kulübü Clauidio Ranieri ile yollarını ayırdı ve teknik direktör arayışına girdi.Ranieri takımı sıkıcı futbol oynatmakla eleştiriliyordu ve zaten Fransız basınıyla bir türlü yıldızının barışmaması onu ayrılığa sürükleyen etkenlerden biriydi.Monaco Portekizli teknik adam Leonardo Jardim'i göreve getiriyordu.Jardim de çoğu kişinin kafasında soru işareti bırakarak gelmesine rağmen Ranieri'den iyi bir tercih olduğu açıktı.Transfer sezonunda geçtiğimiz yıl gibi har vurup harman savurmayan Monaco aksine çok fazla para kazandı.Defansı Ayman Abdennour ve Fabio Tavares transferleriyle güçlendiren Monaco bu yaz başka transfer yapmadı.Ancak geçtiğimiz sezon aldığı James Rodriguez'i oyuncunun Dünya Kupası'nda ki performansından ötürü €70m gibi bir fiyata İspanyol devi Real Madrid'e sattı.Geçtiğimiz sezon Falcao'nun yokluğunda takımın gol yükünü çeken isimlerden Riviére de €6m'ye Newcastle United'a satıldı.Monaco kiralık oyuncularını geri renklerine bağlamazken,sözleşmesi biten oyuncularıyla ise nikah tazelemedi ve çoğu oyuncusunu serbest bıraktı.


Hazırlık Maçları ve Sezon Öncesi

Monaco  hazırlık maçların da hiç yenilmeyerek taraftarların yüzünü bir nebze olsun gülümsetmeyi başardı.EuroAmericana Kupası kapsamında 21 Temmuz da Junior ile maç yapan Monaco,Bulgar golcüsü Dimitar Berbatov'un golüyle bu maçı kazanmayı başardı.Bu maçtan 3 gün sonra yine başka bir Kolombiya temsilcisi Atletico Nacional'ın karşısına çıkan Monaco rakibini 4-2 ile yenerek kupayı 2 galibiyetle tamamladı.28 Temmuz da İtalyan temsilcisi Parma ile karşılaşan Monaco Portekizli oyuncusu Joao Moutinho'nun attığı 2 golle maçı 2-0 kazanmayı başardı.Arsenal'in her sene düzenlediği ve ev sahipliği yaptığı Emirates Cup'dan Valencia ve Benfica ile birlikte davet alan Monaco bu turnuvada ki ilk maçını Valencia ile oynadı ve Lucas Ocampos'nun bitime 10 dakika kala attığı golle rakibiyle 2-2 berabere kaldı.Maçın ertesi günü Arsenal ile maç yapan Monaco 7 ay sonra sahalara dönen yıldız golcüsü Radamel Falcao'nun golüyle rakibini evinde yenmeyi başardı.


Taktiksel Analiz

Monaco geçtiğimiz sezon Ranieri yönetiminde sahaya sıkça 4-4-2 sisteminde çıkmıştı ve bu düzene uyum sağladıkları görülmüştü,Leonardo Jardim de hazırlık maçlarında bu düzeni bozmadı ve yeri geldiğinde 4-2-3-1 sistemini de denedi ama bu sistemden pek verim alamadığını sonuçlardan da gördü. ( 2-2  Valencia maçı.) Monaco'nun önümüzde ki sezon kullanabileceği çeşitli taktiksel varyasyonlardan ilkini aşağıda göstermek gerekirse ; 
( 4-4-2 ) 

şeklinde oluyor.Ancak genç stoper Isimat-Mirin Carvalho'nun yerine de değerlendirilebilir bu da yüksek bir ihtimal.Jardim'in hazırlık maçlarında sık sık Dirar'ı da sağ bek ve sağ kanat pozisyonlarında denediğini gördük ama Raggi'den vazgeçmeyeceğini düşünüyorum.Üstelik sağ bek pozisyonun da Brezilyalı Fabinho da elde bulunan mevcut isimlerden,bu da Dirar'ın şansını aşağılara çekiyor.Dirar sezon boyu Ocampos ile forma savaşı verecektir.Subasic ve Kurzawa'nın sezon boyu yerlerinin sakatlık veya ceza durumu olmadıkça garanti olduğunu düşünüyorum.Orta saha ikilisi Kondogbia ile Moutinho ise tam Leonardo Jardim'in seveceği tip oyuncular.Jardim geçtiğimiz sezon Sporting de çalışırken altın çocuk William Carvalho'ya saha içinde o kadar sorumluluk yükledi ki zaman zaman medyanın da eleştirisini almasına rağmen meyvesini alınca tam not aldı.Jardim'in Kondogbia'yı sezon boyu Sporting-Carvalho modelinde olduğu gibi kullanacağını düşünüyorum.Moutinho ise her ne kadar form olarak önceki yıllara göre epey gerilese de Jardim'in 1 numaralı tercihi olacaktır.Bu mevki de formayı zorlayacak isimlerden bahsetmek gerekirse tecrübeli Fransız oyuncu Jeremy Toulalan ile genç Bakayoko.Ancak yukarıda da belirttiğim gibi Jardim'in bu iki kıymetli adamı keseceğini düşünmüyorum.Sağ kanat ve sol kanatta ise çetin bir forma savaşı yaşanacağı kesin.Dirar,Germain ve hatta Martial bu mevki de forma almak isteyen oyunculardan olacak.Ocampos ile Carrasco kendilerini her geçen gün geliştiriyorlar ve bunu hazırlık kampı sürecinde Jardim'e defalarca gösterdiler.Ancak zaman zaman Germain'in bu ikiliden birini keseceğini düşünmekteyim.Forvet hattında ise Falcao ve Berbatov gibi iki top class forvet oyuncusu var.Falcao'nun sakatlıktan golle dönmesi yüzleri gülümsetirken oyuncunun hala Real Madrid ile temas halinde olması ise Fransızları endişelendiriyor.Falcao'nun gitmesi durumunda ise Lacina Traore veya Anthony Martial ilk 11 oyuncusu olacaktır.Bu Jardim'in hazırlık maçlarında denediği sistemden sunduğum bir analizdi,şimdi kullanabileceği diğer alternatife geçelim.

(4-2-3-1)

Bu sistem ise Jardim'in hazırlık maçlarında nadiren denediği bir sistem,ben bu sisteme uyacak en iyi oyuncuları dizdim yukarıda ki resimde onu da belirteyim.Bu sistemde Berbatov'un yedeğe çekilmiş Germain'in forvet arkası yani bir başka deyişle 10 numara mevkisinde oynayacağını görmekteyiz.Germain takımın da 2.kaptanı ve sahaya böyle çıkarlarsa kaptanlık gibi ağır bir sorumluluğun da altına girmiş olacak.Ancak Jardim bu sistem de Berbatov'u da forvet arkasına geçirip deneyebilir.Veyahut yukarıda belirttiğim gibi Dirar sağ kanatta oynarken Ocampos 10 numara da oynayabilir.Ama Monaco'nun bu sistemi sezon içinde minimum seviyede deneyeceğini düşünmekteyim.


Sonuç

Tüm bu yazdıklarımdan kişisel bir görüş belirtmem gerekirse Monaco'nun bu sezon işi geçtiğimiz sezona göre çok zor.Saha içinde ki en kreatif elemanını kaybetmişken ve takım hala birbirini tam tanımıyorken üstüne de üstlük yeni bir teknik direktörle ne yapabilecekleri tam muamma.PSG akıllı ve mantıklı hamlelerle kadrosunu güçlendire dursun,Marseille'nin göreve Bielsa'yı getirmesi; Lyon'un sonunda bir yapılanmaya gidip nokta hamleler yapması Monaco'nun işini zorlaştıran etkenlerden.Jardim'in talebelerinin bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde de boy göstereceğini hesaba katarsak lig şampiyonluğu şu noktada hayal kalıyor.Monaco'nun şu an en büyük hedefi 31 Ağustos tarihi saat 12'yi geçene kadar Falcao'yu takımda tutmak olmalı.


1 Ağustos 2014 Cuma

Saat bozulur Almanya asla !

Çok değil ben bu satırları yazmadan 15 gün kadar önce Almanya Milli Futbol takımı 20 sene aradan sonra Dünya Kupası'nı Berlin'e götürüyordu.Ancak Dünya Kupası'nı kazanınca her şey tamamlanmış olmuyordu,hala dişlinin bir iki parçası eksik kalmaktaydı ve Almanlar 19 Temmuz da başlayacak U-19 Avrupa Futbol Şampiyonasına da son sürat hazırlanıyorlardı.



UEFA'nın her sene yaz aylarında organize ettiği U-19 Avrupa Futbol Şampiyonası rüzgarı bu sene de Macaristan da esti.12 gün boyunca geleceğin yıldızları bizlere çok keyifli dakikalar yaşatırken bana da bu satırları zevkle yazmak kaldı.Elemeleri 2014'ün ilk aylarından itibaren başlayan bu turnuvaya 8 tane ülke katılma hakkı kazanabiliyordu.Macaristan ev sahibi ülke sıfatından turnuvaya herhangi bir eleme maçı oynamadan girecekken 7 tane grupta mücadele edecek takımlar bu turnuvaya katılmak için mücadele edecekti.7 grubun sonunda Ukrayna,Bulgaristan,İsrail,Portekiz,Almanya,Avusturya ve Sırbistan finallere kalmayı başarıyorlardı.Kuralar grup elemelerinin ardından çekilirken A ve B grupları şu şekilde oluşuyordu.

A Grubu = Portekiz - Avusturya - Macaristan - İsrail
B Grubu = Almanya - Ukrayna - Bulgaristan - Sırbistan


19 Temmuz da turnuva Ukrayna-Sırbistan maçıyla start alıyordu ve grup maçları 25 Temmuz tarihinde tamamlanıyordu.Gruplardan çıkan takımlar Portekiz,Avusturya,Almanya ve Sırbistan olmuştu.Ev sahibi Macaristan kendi taraftarının önünde turnuvaya veda ederken Ukrayna ise Mandic'in son dakika da ki golünden hacet turnuvaya trajedik bir şekilde veda etmişti.İsrail ve Bulgaristan ise elenen diğer takımlar oluyordu ama pek de tat vermiyorlardı.Grup liderleri ve ikincileri sonucunda Almanya-Avusturya ile Portekiz-Sırbistan eşleşmeleri oluyordu.Aslında Portekiz-Sırbistan eşleşmesi biz futbolseverlere yabancı gelmiyordu,zira bu iki takım geçtiğimiz sene ki turnuvanın yarı finalinde de karşılaşmıştı ve penaltılarla final vizesini alan Sırbistan finalde Fransa'yı yenip şampiyon olmuştu.Yarı finaller 28 Temmuz günü başlarken Almanya Avusturya'yı bozguna uğratarak 4-0 ile turnuvadan saf dışı bırakıyordu.Portekiz-Sırbistan maçı ies tıpkı geçen sene olduğu gibi 120 dakikası berabere bittiği için penaltılara gidiyordu.Penaltılarda bu sefer gülen taraf Güneybatı ülkesi oluyordu.Finalin adı Almanya-Portekiz oluyordu.Dün akşam oynanan final mücadelesinde Almanya rakibi Portekiz'i Hertha Berlin de forma giyen Hany Mukhtar'ın şık golüyle mağlup ederek kupayı evine götürüyordu.





19 yaş altı oyuncular yazının başında dediğim gibi geleceğin yıldızları,peki benim açımdan hangi oyuncular ön plana çıktı ve dünya futbolunda söz sahibi olabilir inceleyelim.

Andrija Zivkovic ( Sırbistan ) : 18 yaşında ki Sırp oyuncu turnuvanın sadece ilk 2 maçında forma giyebildi,"neden?" diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim hemen söyleyeyim.Oyuncunun kulübü Partizan Şampiyonlar Ligi elemesi sebebiyle tartışılır bir şekilde Zivkovic'i takıma geri çağırdı ve Zivkovic de eve döndü.Asıl mevkisi sağ kanat olan ama yer yer 10 numara ve sol açık pozisyonunda da oynayabilen Zivkovic bileklerine hakim,patlama gücü yüksek ve dribbling yeteneği üst seviye de olan bir futbolcu.Oynadığı 2 maçta da tehdit oluşturmaya yeterken 2-2 berabere kaldıkları Almanya maçında Julian Brandt'ı çizgi üzerinde çalımlayıp geçmesi görülmeye değerdi.Zivkovic kariyer planlamasını doğru yaptığı takdirde ileride parmak ısırtacak isimlerden birisi olacaktır.

Marcos Lopes ( Portekiz ) : "Rony" lakaplı Brezilya asıllı Portekizli oyuncu ülkesini finale taşımayı başaran isimlerden birisi oldu.10 numara denilen forvet arkası pozisyonda oynayabilen Rony görev verildiği takdirde kanatlarda da görev yapabiliyor.Turnuvaya boyunca uzaktan attığı 2 harika gol görülmeye değerdi.Üstün oyun zekası,seri bilekleri ve ikili mücadelelerde ki dayanıklılığı ise görülmeye değer.Henüz kendini geliştirmek için önünde uzun bir yol var ve Manchester City onu bu yaz Lille takımına kiraladı.Fransa da kendini ispatlayarak Manchester City de tekrardan dönüp kilit bir rol edineceğini düşünmekteyim.

Oliver Schnitzler ( Almanya ) :  Almanların kalecilik konusunda uzman olduğunu söylesem yalan söylemiş olmam herhalde.Maier,Köpke,Schumacher,Lehmann ve Neuer gibi harika kaleciler yetiştirmeyi başaran bir ülkeden bahsediyoruz.VfR Aalen kalecisi ise bunların son halkası olmaya Ter Stégen ile birlikte en çok yeşil ışık yakan isim.Turnuvaya boyunca üstün refleksleri ile dikkatimi çekmeyi başaran bu kaleci boyunun uzunluğundan sebep duran toplarda da sıkıntı yaşamıyor.Minimum seviye de hata ile oynayan Schnitzler tıpkı 2014 Almanya'sı Neuer gibi takımının görünmeyen kahramanlarından biriydi.İleride çok büyük işler başarması muhtemel.

Levin Öztunali ( Almanya ) : Türk asıllı Alman oyuncu Levin Öztunali de turnuvada çok olumlu izler bıraktı.Asıl mevkisi orta sahanın ortası olan ancak gerektiği takdir de ön libero ve ofansif orta saha mevkilerinde de başarıyla forma giyen Öztunali pas isabeti yüksek,fiziksel mücadelelerde üstünlük kuran ve topla dribbling yeteneği üstün bir oyuncu olarak dikkat çekiyor.Özellikle yarı final maçında Avusturya'ya attığı gol şaheser diyeceğimiz bir kategorideydi.Bayer Leverkusen forması giymekte olan Levin Öztunali'nin bu sene A takımında şans bulacağına inanıyorum,potansiyelini çok açık bir şekilde bu turnuva da bir kez daha gösterdi.İlkay Gündoğan gibi bir orta saha olması çok muhtemel.

André Silva ( Portekiz ) :  Portekiz futbolunun kanayan yarası olan forvet sorunu bu çocuk ile giderilecek gibi duruyor.André Silva turnuva boyunca 4'ü aynı maçta Macaristan'a olmak üzere 5 gol atarak gol krallığında 2.sıraya yerleşmeyi başardı.Pozisyon bilgisi yaşına oranla çok iyi bir seviyede olan ki bu özelliği bana Klose'yi hatırlattı. ( doğru zamanda doğru yerde olmak.) Bunun yanında Silva tipik bir 9 numara değil,arkadaşlarına top dağıtıyor yıpratıcı presiyle top kapıyor ve arkadaşlarına alan açarak kanat oyuncularına rahatlık sağlıyor ki Portekiz Gelson Martins gibi bir oyuncusu bulunduğundan bu turnuvada bunun çok ekmeğini yedi.Porto'nun B takımında forma giyen André Silva turnuva performansıyla A takıma girmeyi çoktan hak eden isimlerden birisi oldu,hem kulüp kariyeri adına hem de ülkesi adına büyük işler başaracağına inanıyorum.

Luka Jović ( Sırbistan ) :  Turnuvanın en küçük yaşlı oyuncusu olan Jović 23 Aralık 1997 doğumlu.Grup maçlarının tamamında forma giyen Luka Almanya maçında 1 de gol atmayı başardı.Yaşına rağmen fiziksel mücadelelerde üstünlüğüyle dikkat çekmeyi başaran bu oyuncu parlak oyun zekası ile de göz doldurdu.Sırbistan futbolunun içinde bulunduğu gelişimi göz önüne alırsak Luka'nın ülkesi ile birlikte büyük işler başarması muhtemel.

Marc Stendera ( Almanya ) :  Marc Stendera...Turnuvaya inanılmaz sağ ayağıyla damga vurmayı başaran Marc beni kendine hayran bırakan oyunculardan biri oldu.Ofansif orta saha pozisyonunda forma giyen ve kanatlarda da oynayabilen Marc Stendera'nın her şeyden önce çok keskin bir oyun zekası var,saha görüşü ve arkadaşlarıyla iletişimi çok iyi.Almanya'nın en çok pas yapan oyunculardan biri olan ve pas trafiğini açan isim olan Marc Stendera'nın liderlik özelliği de bulunmakta.Eintracht Frankfurt takımıyla sözleşmesi bulunan Marc Stendera Almanya'nın ilerleyen zamanlarda aradığı isimlerden biri olacaktır.

Marc-Oliver Kempf ( Almanya ) :  Almanya şampiyonluğa ulaşırken Stark ile harika bir ikili kuran Kempf de geleceğe gülerek göz kırpan oyunculardan biri olmayı başardı.Defanstaki sakinliği henüz bunu söylemek için çok erken olsa da bana Maldini'yi anımsatırken topu oyuna sokuşu da dikkatlerden kaçmadı.Guardiola'nın Barcelonası'nda ki Gerard Pique'nin rolünü bir bakıma üstlendi Kempf bu turnuva da Almanya adına.Hava topu mücadelelerinde isabetli oranıyla dikkat çeken,pas isabet oranı yüksek ve sakin bir oyuncu Kempf.Freiburg takımıyla sözleşmesi bulunmakta ve bu turnuvadan sonra bir çok takımı peşine takacağı aşikar.Büyük bir defans oyuncusu olacağını düşünüyorum.

Julian Brandt ( Almanya ) :  Leverkusen'in açan güllerinden birisi daha.Julian Brandt.! Bu turnuva da bildiğimiz efektif futbolunu tam olarak sergileyemese de takım oyununa katkısı yüksek bir oyuncu olduğunu yine gösterdi.Sol kanatta forma giyen ve sağ ayaklı bir oyuncu olan Brandt içe kat ettiği dribblingleri gol yapma becerisiyle tanınan bir isim olmuştu gençler maçlarında ki görüntüsüyle.Dünya futbolunda söz sahibi olacak oyunculardan birisi Julian Brandt.

Davie Selke ( Almanya ) :  Herkesi yazıp turnuvanın gol kralını yazmamak olmazdı tabii.! Selke bu turnuvada oynadığı futbol ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini toplamayı başardı.6 gol atıp Portekizli André Silva'nın önünde gol krallığı yarışını kazanan Selke Werder Bremen de forma giyiyor.1.92 m boyundan dolayı hava toplarını gol yapma becerisi çok yüksek olan Davie Selke final maçı hariç turnuvada tüm maçlarda gol atmayı başardı.Selke ayrıca sağ ayağını da çok etkili kullanan bir oyuncu,Almanya uzun süredir net bir 9 numara eksikliği çekiyor.Selke bunu en iyi şekilde kapatacak isim olduğunu çoktan gösterdi.

KRAL

                                 
Not : Kevin Akpoguma,Gelson Martins,Sasa Zdjelar,Florian Grillitsch ve Jeremy Dudziak da dikkat edilmesi gereken çok önemli oyuncular.



Biz izleyicilerin yine zevkle izlediği bir U19 Avrupa Futbol Şampiyonası daha sona erdi.Turnuva ile içimde kalan tek burukluğun Max Meyer'i izleyememek olduğunu söyleyeyim.Yazımı 2015 de ki turnuvanın Yunanistan da düzenleneceğini söyleyerek bitiriyorum,ne demiştik ? Saat bozulur Almanya asla !