27 Aralık 2014 Cumartesi

2014'ün Unutulmaz 10 Futbol Olayı


10 - David Moyes & Manchester United

Sir Alex Ferguson'un Manchester United da ki saltanatı sona erdiğinde yerine kimin geçeceği büyük tartışma konusuydu.Ama bunun cevabını bizzat İskoç teknik adam veriyordu,David Moyes ! Mayıs 2013 de takip eden sezonlarda Kırmızı Şeytanların başında olacağı açıklanan David Moyes sezona iyi sayılabilecek bir giriş yapsa da ilerleyen süreçte kırılabilecek tüm rekorları takımla birlikte kırmayı başardı.Elbette kötü anlamda rekorlardan bahsediyorum,Manchester United uzun bir aradan sonra ilk defa iç saha da üst üste 2 maç kaybetti,öyle ki ligin 15.haftası geride kalırken Kırmızı Şeytanlar lider Arsenal'in 13 puan gerisindeydi.Yeni yılın başlangıcı ile sorunların bitmesi amaçlanırken takım FA Cup ve Lig Kupası'nda da istediğini bulamayarak eleniyor ve kupalara da avlu atıyordu,ezeli rakipler Liverpool ve Manchester City Old Trafford da Manchester United'ı tabir-i caizse eze eze yenerken Kırmızı Şeytanlar Şampiyonlar Ligi'ne de güçlü Bayern karşısında yenilerek veda ediyordu.Gelecek sezon için Avrupa kupalarına katılma hakkını da kaybeden Manchester United da Moyes'a olan sabır çoktan taşmıştı.22 Nisan günü Manchester United resmi sitesinden yapılan açıklamayla David Moyes ile yolların ayrıldığını resmen duyurdu ve İskoç teknik adamın 10 aylık Manchester macerası bitti.


9 - Sırbistan Arnavutluk Maçında Çıkan Olaylar

14 Ekim 2014 tarihinde oynanan 2016 Avrupa Şampiyonası eleme maçında Sırbistan tarihsel olarak da husumetinin bulunduğu Arnavutluk ile maç yapıyordu.Maçın gergin bir ortam da oynandığı yetmezmiş gibi Sırp taraftarlar da yaptıkları tezahüratlarla fitili ateşliyorlardı.Maçın 42.dakikasında sahaya uzaktan kumandalı bir helikopterle Büyük Arnavutluk Bayrağı bırakılması bardağı taşıran son damla oldu,Stefan Mitrovic bayrağı havada  yakalayıp yere indirmesine sert tepki gösteren Arnavut futbolcular Sırp futbolcunun üstüne yürüyünce sahada kavga çıktı.Mitrovic'in takım arkadaşlarının da karşılık vermesi sonucu saha adeta bir boks ringine dönerken hakem maçı tatil etmekte çözümü buldu.UEFA maçta yaşanan olaylara ilişkin cezaları bir süre sonra verirken Sırbistan'a 2 maç saha kapama cezası verilirken maçı da 3-0 Arnavutluk lehine tescil etti.Her iki federasyona da 100 bin euro para cezası verildi ve Sırbistan'ın 3 puanı silindi.


8 - San Lorenzo'nun Copa Libertadores Zaferi 

Arjantin'in futbolda ki yükselen yıldızı olan San Lorenzo 2014 yılına damga vuran takım oldu.Kadroda bulunan deneyimli isimlerin yanına genç oyuncuları çok iyi monte eden teknik direktör Edgardo Bauza hedefini yükseklere koymuştu.Libertadores de Botafogo,Independiente Del Valle ve Union Espanola ile aynı grupta yer alan San Lorenzo gruptan zor bela 2.sırada çıkmayı başardı,ilerleyen turlarda Brezilya temsilcileri Gremio ve Cruzeiro'yu saf dışı bırakan San Lorenzo yarı final de güçlü Bolivar'ı darmadağın etti.Final de rakip Paraguay temsilcisi Nacional'di. Estadio Arsenio Erico da oynanan ilk maç oldukça tempolu geçti.İlk yarı da golsüz eşitlik bozulmazken Arjantin temsilcisi Matos'un attığı golle deplasmanda öne geçti ama Nacional son dakika da Julio Santa Cruz ile beraberliği sağlayarak Arjantin deplasmanına bir umutla gitti. Arjantin de oynanan maç oldukça sert geçerken iki takım da skor üretmekte zorlanıyordu.36.dakika da hakemin penaltı noktasını göstermesiyle San Lorenzo tribünleri çıldırdı.Topun gerisine geçen Paraguay'lı Nestor Ortigoza topu ağlayarak yollayarak takımını 1-0 öne geçirdi ve kalan süre de başka gol olmayınca San Lorenzo tarihinde ilk defa Copa Libertadores'i kazandı ve Güney Amerika'nın en büyüğü oldu.



7 - Arsenal 9 Sene Aradan Sonra Kupa Kazandı 

Dile kolay tam 9 sene.Londra temsilcisinin en son kupayı kazanmasının üstünden tam 9 sene geçmişti ve artık bu sosyal medya da bir çok dalgaya konu olmuştu,öyle ki Arsenal'in en son kupasını kazandığı saatten kaç dakika geçti diye bir site bile açılmıştı ! Ancak Topçular 2014 de bunu sonlandırdı.Adanın en prestijli kupası FA Cup da çok zorlansalar da finale çıkan Arsenal'i son bir engel olan Hull City bekliyordu.17 Mayıs günü Wembley de futbol tarihinin görmüş olduğu en dramatik maçlardan biri oynandı.89,345 biletli seyircinin yerinden izlediği maça çok iyi başlayan Hull City 4.dakika da James Chester'ın düzgün vuruşuyla 1-0 öne geçti.Kabus gibi Arsenal kalesine çöken Hull City 2.golü bulmakta da çok gecikmedi,9.dakika da Fabianski'nin iyi çıkaramadığı topu önünde bulan Curtis Davies topu ağlayarak yollayarak skoru 2-0'a getirdi.Arsenal kupa kazanma sendromu bir kenara maça da çok kötü başlamıştı,17.dakika da kazanılan serbest vuruş da topun başına geçen Santi Cazorla harika bir vuruşla farkı bire indiriyordu.Bitime 20 dakika kala kazanılan köşe vuruşunda Cazorla'nın içeriye kestiği topu önünde bulan Koscielny maça dengeyi getiriyordu.90 dakikası 2-2 berabere biten maç uzatmalara kalıyordu,109.dakika da Giroud'un güzel topuk pasını önünde bulan Ramsey bekletmeden topa vuruyor ve takımını öne geçiriyordu.Hakem Lee Probert maçı bitiren düdüğü çaldığında Arsenal büyük hasretini dindirmiş ve kupasına kavuşmuştu.



6 - Luis Suarez ve Skandal 

2013-2014 sezonu Suarez için aslında harika geçiyordu,öyle ki Uruguay'lı oyuncu Premier Lig'i gol kralı olarak tamamlamış ve bir de üstüne "Yılın En İyi Oyuncusu" ödülünü almıştı.Mayıs ayının başında talihsiz bir sakatlık yaşayan Luis Suarez 1 ay kadar sahalardan uzak kalacaktı,Dünya Kupası'nı kaçırıp kaçırmayacağı büyük soru işareti olan Suarez ilk yapılan Kosta Rika maçını kenardan takip etti.İngiltere maçıyla sahalara dönen Luis Suarez takımını attığı 2 golle galibiyete taşıdı ve İngiltere'nin elenmesine sebebiyet verdi.Gruptan son çıkanı belirleyecek takım için İtalya ile karşılaşan Uruguay Godin'in 2.yarı da attığı gol her şeyi yoluna koymuştu.İtalya ceza sahasında yaşanan bir hadise her şeyin koptuğu nokta oldu.Chiellini'nin markajından kurtulmak isteyen Suarez çareyi rakibini ısırmakta buluyor ve kendini yere bırakıyordu.Hakeme olayı anlatmak isteyen Chiellini pek başarılı olamasa da Suarez kameralara yakalanmıştı.FIFA Suarez'e ağır yaptırım uyguladı.Uruguay'lı futbolcunun 4 ay boyunca futbol sahalarına dahi girmesi yasaklanırken önümüzde ki 8 milli maç için de cezalı konumuna düştü,daha sonra yapılan CAS duruşmasında Suarez'in bazı cezaları hafifletilse de 8 milli maç cezası onandı.


5 - Liverpool'un Şampiyonluğu Kaybetmesi

Ada tarihinin en büyük 2 takımından biri olan Liverpool geçtiğimiz sezon belki de ilk defa Premier Lig şampiyonu olmaya bu kadar yaklaşmıştı.(Premier Lig adıyla oynandığından beri hiç kazanamadılar.) Brendan Rodgers yönetiminde göze hoş gelen,akıcı ve tempolu bir futbol oynayan Liverpool rakiplerine farklı tarifeler uyguluyordu.36.haftaya girerken Liverpool 80 puanla 2. Manchester City'nin 3 puan önünde bulunuyordu.27 Nisan Pazar günü sahasında Chelsea'yi ağırlayan Liverpool da işler devrenin sonuna kadar güzel gidiyordu,kaptan Gerrard'ın savunma da yapılan sakin paslaşmalar da ayağının kayması üzerine araya giren Demba Ba golü atıyor ve Chelsea 1-0 öne geçiyordu.Maçın son dakikasına kadar oyunu rakip kaleye yığan Liverpool son dakika da kalesinde gördüğü kontra da Willian'dan yediği golle 2-0 geriye düşüyor ve liderliği kaybediyordu.Ertesi hafta oynanan Crystal Palace maçında 3-0 öne geçmesine rağmen skoru koruyamayan ve 3-3 berabere kalan Liverpool son hafta ki Newcastle maçına hiç bir umudu olmadan çıkıyordu,Newcastle'ı yenmesine rağmen ligi 2.sırada tamamlayan Liverpool bu kadar yaklaşmasına rağmen şampiyonluğu kaybediyordu.


4 - Brezilya 1-7 Almanya

2014 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Brezilya tüm otoritelerin tartışmasız favorisiydi.Ancak grup da oynadığı Hırvatistan ve Meksika maçlarında tatmin edici bir performans gösteremeyen Brezilya 2.tur da yapılan Şili maçında da elenmekten kıl payı kurtulunca bir çok insanın aklına acaba sorusu gelmişti.Çeyrek final de yapılan Kolombiya maçında 'basının da sıkça söylediğine göre' hakemin de desteğini yoğun şekilde alan Brezilya rakibini 2-1 geçip yarı finale yükseliyordu.Rakip Panzerlerdi.Brezilya tarih de yapılan maçlar da Almanya için her zaman korkutucu bir rakip olsa da bu sefer senaryo farklıydı,ev sahibi en iyi 2 oyuncusundan yoksundu.Thiago Silva Kolombiya maçında gördüğü sarı kartla cezalı duruma düşerken,sakatlanan Neymar turnuvayı kapatmıştı.8 Temmuz günü Belo Horizonte de oynanan maç da tarihi bir fark olacaktı.Almanya 11.dakika da Muller'in golüyle 1-0 öne geçmişti,23.dakika da Klose'nin golüyle Almanya skoru 2-0 yapıyordu.Klose aynı zamanda attığı bu golle Dünya Kupaları tarihinin en golcü oyuncusu oluyordu,24 ve 26.dakikalarda Toni Kroos'un ayağından bulunan goller skoru 4-0'a getiriyordu.29.dakika da Khedira da skora katkı veriyor ve fark 5'e çıkıyordu.Tribünler de büyük bir üzüntü hakimken bazı taraftarlar stadı terk ediyordu.2.yarı oyuna dahil olan Schurrle de attığı 2 golle farkı 7'ye çıkarırken Brezilya tribünlerinde takıma tepkiler başlamıştı.Fred,David Luiz ve Dante gibi oyuncular topla buluştuğunda tepki görüyorlardı.90.dakika da Oscar'ın attığı gol Brezilya için ufak bir teselli niteliği bile taşımazken ; Brezilya bu skorla tarihinde ki en ağır yenilgiyi tadıyordu. 


3 - Atletico Madrid Mucizesi 

Atletico Madrid kuşkusuz 2014'ün en çok patlama gerçekleştiren takımı oldu.Diego Simeone yönetiminde 'maç maç' felsefesini ana odak olarak belirleyen Atletico Madrid tarihi başarıya imza attı.La Liga'yı en son 1996  sezonunda kazanan Atletico ; iyice Real Madrid-Barcelona tekeline giren ligde imkansız görülen bir işi başarmak için yola çıktı,ligi bir süre bu iki takımın gerisinde takip eden Atletico Madrid Mart-Nisan ayında ki yaptığı çıkışla liderliği aldı ve son haftalara büyük avantajla girdi.Real Madrid ve Barcelona son haftalarda rakiplerine diş geçiremezken Atletico Madrid de puan kaybetmeye başlamıştı.37.hafta oynanan maçlarda Atletico sahasında Malaga ile 1-1 berabere kalırken ; Barcelona deplasmanda Elche ile berabere kalıyordu.Real Madrid Celta deplasmanında 2-0 yenilerek şampiyon olma şansını kaybediyordu.17 Mayıs günü Nou Camp deplasmanına giden Atletico'ya şampiyon olmak için beraberlik yetiyordu,daha maçın başında Diego Costa ve Arda Turan gibi iki silahını sakatlıklara kurban veren Atletico ; Alexis Sanchez'in attığı golle geriye de düşüyordu.Mücadeleyi bir an bile bırakmayan Atletico Uruguay'lı Godin'in kafasından bulduğu golle skora dengeyi getiriyor ve 90 dakika boyunca eşitliği koruyordu.Hakem son düdüğü çaldığında herkes de büyük bir sevinç hakimdi,öyle ki Nou Camp tribünleri dahi Atletico Madrid'in bu harika başarısını alkışlıyordu.Diego Simeone yönetiminde imkansız görülen bir işi başaran Atletico Madrid yaklaşık 1 hafta sonra daha büyük bir başarı için Lisbon'a çıkacaktı.


2 - La Décima 

Futbol ile az çok ilgilenen her kişi Real Madrid'in 2002 yılından bu yana bir takıntısının olduğunu bilir. " La Décima" . Bu amaç uğrunda David Beckham,Ronaldo,Cristiano Ronaldo,Kaka ve Gareth Bale gibi dünya starlarını kadrosuna katan Real Madrid amacına geçtiğimiz sezon oldukça dramatik bir şekilde ulaşacaktı.Juventus-Galatasaray ve Kopenhag'ın bulunduğu gruptan çıkan Real Madrid sırasıyla Schalke-Dortmund ve Bayern'i de yenerek finale çıkmıştı.Rakip ise ligi ellerinden çalan Atletico Madrid'di.Atletico da Milan,Barcelona ve Chelsea'yi eleyerek finale çıkmıştı.24 Mayıs günü Lisbon da final oynanacaktı.Final de baskı ve stres Real Madrid'in üzerindeydi,maçın başlama düdüğü çaldığında bu stres özellikle Cristiano Ronaldo'nun üzerinde belli oluyordu.36.dakika da kullanılan köşe vuruşunda oluşan karambol de hatalı şekilde öne çıkan Casillas hatasını telafi edemeyecekti,takımın 1 hafta önce La Liga şampiyonluğuna taşıyan golü atan Godin burada da golü atmıştı.Uzun bir süre Real Madrid gol bulmak için çabalarken 92.dakika da Modric'in kullandığı köşe vuruşuna kafayı iyi vuran Sergio Ramos skora dengeyi getiriyordu ve maç uzatmalara gidiyordu.Uzatmaların ilk yarısı 1-1 beraberlikle geçilirken 2.yarı da Angel Di Maria'nın üstün oyunu maça damga vuracaktı.Arjantin'li 110.dakika da sol kanattan içeriye süzülüp kaleye şutunu çekiyordu ; Courtois'den seken topu Bale boş kaleye yollayarak takımını öne geçiriyordu.118.dakika da Marcelo bireysel yeteneğiyle harika bir gol atarak galibiyet yolunda en büyük adımı atarken ; 120.dakika da kazanılan penaltıyı ağlara yollayan Cristiano Ronaldo kupayı takımına getiriyordu.Hakem son düdüğü çaldığında sahada mutluluk gözyaşları hakimken Real Madrid en büyük takıntısı haline gelmiş La Décima'yı sonunda kazanıyordu.


1 - Almanya Dünya'nın En Büyüğü 

2014 yılı Dünya Kupası gibi büyük bir organizasyonu da içinde bulunduran güzel bir yıldı.Bu kupayı en son 1990 yılında kazanmayı başaran Almanya o tarihten bu yana yüzü gülmüyordu.2002 de finale çıkan ama Brezilya'ya boyun eğen Almanya son iki kupadır yarı finalde kupanın şampiyonu olacak takıma yenilerek turnuvaya veda ediyordu.Ancak Panzerler açısından bu kez işler farklı oldu,çok iyi bir çekirdek kadro ile Brezilya'ya gelen Almanya hedefini başarmak için hazırdı.Portekiz-Gana ve ABD ile aynı grupta yer alan Panzerler grubun ilk maçında Ronaldo ve arkadaşlarını 4-0 ile eziyordu.Gana ile oynanan 2.maç inanılmaz bir mücadeleye sahne olurken maç 2-2 berabere tamamlanıyordu.Grubun son maçında ABD'yi 1-0 yenen Almanya gruptan lider olarak çıkıyor ve Cezayir ile eşleşiyordu.120 dakikası 0-0 biten maçta uzatmalarda Cezayir'i 2-1 geçen Almanya çeyrek finalde Fransa'nın karşısına çıkıyordu.Hummels'in kafasından bulduğu golle Fransa'yı da deviren Almanya yarı final de Brezilya'ı darmadağın ederek 7-1 yeniyordu.Final de rakip tıpkı 24 sene önce olduğu gibi Arjantin'di.Maracana da oynanan final maçında üstün olan taraf Arjantin olsa da Almanya maçı kontrolünde bir şekilde tutmayı başarıyordu.90 dakikası 0-0 biten maçın 2.uzatma devresinde sol kanattan gelen ortayı çok iyi kontrol eden Mario Götze düzgün de bir vuruşla takımını 1-0 öne geçiriyordu.Almanya hedefe ulaşma noktasında en büyük adımı atmıştı,kalan dakikalar da skoru korumayı başaran Almanya son düdük çaldığında resmi olarak dünyanın en büyüğü oluyordu.










21 Aralık 2014 Pazar

4 Kupa İle Biten Muhteşem Yıl



2014 yılını bitirmeye yaklaştığımız şu son günlerde en mutlu taraftar kim diye sorsak hepimizden Real Madrid cevabı çıkar eminim.( Kendimin de bir Madridista olarak bu topluluğun içine dahil olduğunu belirtmek isterim.)Real Madrid yıllardan beri süregelen şanssızlığını ve başarısızlıklarını 2014 senesiyle birlikte kırdı ve kupaları toplamaya başladı.

İtalyan teknik adam Carlo Ancelotti'nin göreve gelmesine kulübün içinde ki futbolcular olumlu tepki verse de taraftarların hocaya ilk etap da pek ısındığı söylenemezdi.Hele ki ligin ilk haftalarında zirveden kopması ve Atletico-Barcelona maçlarının kaybedilmesi Ancelotti'nin daha ilk sezondan kovulma ihtimalini akıllara şüphe olarak düşürdü.Ancak 2014 senesi ile birlikte çok şey değişti.Öyle ki yeni yılın ilk maçında başkent ekibi sahasında Celta Vigo'yu 3-0 yenerken lider Barcelona ile arasında ki puan farkı 5'di.Ligde galibiyet serisi yakalayan Real , rakipleri Atletico ve Barca'nın puan kaybetmesiyle birlikte zirveye kadar yükseldi ; sıkışık fikstürde oynanan Kral Kupası maçlarında Osasuna,Espanyol ve Atletico Madrid engellerini aşarak finale çıkan Real Madrid Şampiyonlar Ligi 2.tur maçında da Alman Schalke 04'ü elemişti.Real Madrid 23 Mart da oynanacak El Clasico öncesi liderliği bile almıştı ancak Bernabéu da ezeli rakibine,3 gün sonra da Sevilla'ya mağlup olarak 3.sıraya düşmüştü.Şampiyonlar Ligi'nde ise geçtiğimiz sezondan hezimete uğradığı başka bir Alman temsilcisi Borussia Dortmund ile eşleşen Real Madrid deplasmanda ecel terleri dökmesine rağmen rakibini toplam da 3-2 ile saf dışı bırakarak turu atlayan taraf oluyordu.2 gün sonra yapılan kura çekiminde karşılarına son şampiyon Bayern Munich geliyordu ve belki de dönüm noktası olacak o süreç başlıyordu.Real Madrid'e şans veren insanların sayısı yok denecek kadar azken üstelik herkes Bayern'in İspanyol temsilcisini hezimete uğratacağını düşünmekteydi.Ancak Real Madrid rakibini İspanya da 1-0,deplasmanda ise 4-0 yenerek finale yükseliyordu.12 sene sonra ilk defa finale yükselen Real Madrid yıllardır takıntı haline gelen "La Decima"yı almak için her şeyi hazır hale getirmişti.



Kral Kupası finalinde Barcelona ile karşılaşan Real Madrid Di Maria ve Bale'in golleriyle sahadan 2-1 galip ayrılarak 3 sezon aradan sonra bu kupayı müzesine götürüyordu.Bayern maçından sonra La Liga da yara almaya başlan Real Madrid Valencia-Valladolid ve Celta Vigo maçlarında ki puan kayıplarıyla şampiyonluk ihtimalini kaybediyordu.Artık kulüp de ki herkes Lisbon da oynanacak büyük finale odaklanmıştı,rakip tanıdıktı ; Atletico Madrid.

24 Mayıs günü saatler 21.45'i gösterirken dev maç başladı.Real de Cristiano Ronaldo sakat olmasına rağmen sahadayken ; aynısı rakip Atletico Madrid de Diego Costa için de geçerliydi.Öyle ki Costa daha fazla dayanamayıp maçın başında sakatlanıyor ve sahayı terk ediyordu.İlerleyen dakikalarda Godin'in golüyle öne geçen Atletico Madrid son dakikaya kadar üstünlüğünü koruyor ve tarihinde ilk defa bu kupayı kazanmaya çok yaklaşıyordu.Ancak 92.dakika da Modric'in kullandığı köşe vuruşunda sezonun gizli kahramanı Sergio Ramos kafayı vuruyor ve top ağlara gidiyordu.Uzatmalara giden maçı Bale,Marcelo ve Ronaldo'nun golleriyle 4-1 kazanan Real Madrid 12 sene aradan sonra Şampiyonlar Ligi'ni kazanıyordu.Kötü ve umutsuz başlamış bir sezon için harika bir sezon sonu oluyordu.


Yaz transfer döneminde kadrosunu Dünya Kupası'nın gol kralı James Rodriguez,şampiyon Almanya'dan Toni Kroos,Levante ve Kosta Rika formasıyla harikalar yaratan Keylor Navas ve Javier Hernandez ile güçlendiren Real Madrid kadrosundan Di Maria ve Alonso gibi kilit oyuncularla yolunu ayırıyordu.Bu iki oyuncunun ayrılması çoğu taraftarı sinirlendirmişti ama Ancelotti oyuncuların ayrılığında ki kararların kendilerinde olduğunu kulübün bir suçunun bulunmadığını söylemişti.UEFA Süper Kupası maçında Avrupa Ligi şampiyonu Sevilla ile karşılaşan Real Madrid Cardiff de rakibini yıldızı Cristiano Ronaldo'nun golleriyle 2-0 yeniyordu ve şampiyon oluyordu.İspanya Süper Kupası'nda ezeli rakip Atletico Madrid ile karşılaşan Real Madrid her iki maçta da kötü bir performans ortaya koyarak kupayı rakibine kaptırıyordu ve hüsrana uğruyordu.Ligde de ardı ardına gelen Real Sociedad ve Atletico Madrid mağlubiyetleri ile zirveden de uzaklaşan Real Madrid de geçtiğimiz sene baş gösteren sorunlar yine ortaya çıkıyordu.Ancak Cristiano Ronaldo'nun üstün formunun yanına James'in takıma gün geçtikçe ısınması ve Isco'nun verdiği katkılar başkent ekibini yeniden zirveye taşıyordu.Şampiyonlar Ligi'nde bulunduğu B Grubu'nu 18 puanla tüm maçları kazanarak lider tamamlayan Real Madrid ligde de 12 maçlık bir galibiyet serisi yakalayarak zirveye yerleşiyordu.Şampiyonlar Ligi'ni kazanmasından ötürü katılmaya hak kazandığı FIFA Kulüpler Dünya Şampiyonası'nda yarı final de CONCACAF şampiyonu Cruz Azul'u 4-0 ile geçen Real Madrid finalde Libertadores şampiyonu San Lorenzo'yu 2-0 yenerek yıl içinde ki 4.kupasını kazanıyordu.



Özetle Real Madrid ve Madridistalar için 2014 yılı harika bir yıl oldu.Takım içerisinde ki sorunların giderilmesi,huzur ortamının yeniden sağlanması ve kupaların da bununla beraber seri şekilde gelmesi gayet olumlu noktalar.Real Madrid'e gönül veren bir taraftar olarak 2015 de de bunun devam etmesini diliyor ve yazımı sonlandırıyorum.


3 Aralık 2014 Çarşamba

Asırlık Çınar | Botafogo


Zamanında kadrosunda Carlos Alberto,Didi,Jairzinho,Garrincha ve Zagallo gibi büyük futbol efsanelerini barındıran ve Brezilya'nın köklü kulüplerinden biri olan Botafogo geçtiğimiz hafta sonu Santos'a boyun eğerek ligden resmen düştü.Son 5 yıllık süreci ele alırsak Botafogo'nun içinden geçtiği durumun senaryosu Oscar da ödül alan filmlerin senaryolarına taş çıkartacak seviyede.Çok değil daha geçtiğimiz sene Doria'lı,Seedorf'lu,Rafael Marques'li,Vitinho'lu kadro ile Brezilya Série A'yı 4.sırada tamamlayan Botafogo başarısının üstüne bir de Carioca 1 Taça Guanabra ve Carioca 1 Taça Rio şampiyonluklarını eklemişti.Teknik direktör Oswaldo de Oliveira yönetiminde göze hoş gelen akıcı bir futbol oynayan Botafogo da bu sezon işler hiç yolunda gitmedi.



2013 sonunda aslında her iki taraf için sürpriz sayılacak bir gelişme yaşandı,teknik adam Oswaldo De Oliveira takımdan ayrıldı.Botafogo yönetimi De Oliveira'nın yerine takımın başına "Brezilya'nın gezgini" diyebileceğimiz Vagner Mancini'yi getirdi.Lig başlamadan sadece 5 gün önce takımın başına geçen Mancini Sao Paulo deplasmanda 3-0 gibi bir skorla hezimete uğradı.Ligin Dünya Kupası dolayısıyla tatile girmesine kadar olan sürede 9 maç yapan Botafogo sadece 2 maç kazanabildi ve üstüne takımın kritik oyuncularından Nicolas Lodeiro'yu Corintihans'a kaptırdı.Ligde ki rakiplerinin yanı sıra en büyük rakibi finansal sıkıntılardı Botafogo'nun.Geçmiş dönemden kalan borçları kapatmak için büyük meblağlara ihtiyaç duyulmaktaydı ve bunu karşılayabilmek için de takımın önemli isimlerinden vazgeçmek şarttı.Dünya Kupası dönüşü lige kötü bir giriş yapan Botafogo ardından gelen Fluminense,Chapecoense ve Santos galibiyetleriyle taraftarlarına nefes aldırtmayı başardı.Takım savunmasının temel direklerinden Doria'nın adının sürekli Avrupa kulüpleriyle anılması Mancini'nin endişelenmesine yol açtı.Takımda Doria gibi kalite bir ismin varlığına rağmen savunma da hala büyük ölçüde sıkıntılar yaşayan Botafogo da beklenen oldu ve yıldız savunma oyuncusu Marseille'ye transfer oldu.


Doria'nın ayrıldığı tarih olan Eylül 1'den itibaren galibiyet sıkıntısına giren Botafogo üst üste 4 maçta kaybetti ardından gelen Cricuma maçında ise berabere kaldı.Şimdi ki tarihe kadar süre gelen 15 hafta da sadece 3 galibiyet ( Goias,Corinthians,Flamengo ) alabildi.Son olarak geçtiğimiz hafta sonu Santos'a Leandro Damiao'nun golleriyle mağlup olan Botafogo uzun süredir taraftarlarının aklında olan korkuyu gerçekleştirdi ve Série B'ye düştü.110 yıllık tarihinde 2.kez bu talihsizliği yaşayan Botafogo taraftarlarının acısını kısmen dindirmek için resmi twitter hesabından şöyle bir açıklama yapıyordu.

" Söylemesi çok kötü ama Botafogo gelecek sezon Série B de oynayacak.Sürecin başından bu yana bir çok problem,hatalar ve yenilgiler oldu.Tüm taraftarlarımızın bizi affetmesini diliyoruz." 

Taraftarların acısı ne derece diner bilinmez ama Botafogo'nun en azından önümüzde ki yıllarda geleceği çok parlak değil,kişisel görüşüme göre son yılların en keyifsiz kalitesiz Brezilya Série A'sında oyun olarak da hiç varlık gösteremeyen Rio ekibi  Série B de neler yapabilecek merak konusu.En son Tulio'nun sezonu gol kralı olarak tamamladığı 1995 de Série A'yı kazanmayı başaran Botafogo görünen o ki bu başarıları daha çok arayacak.